Dünyaca çok zorlu bir aşama kaydettik ve kendimize yaşanacak ikinci bir dünya bulmayı başardık. Aslında en başta şu yaşadığımız dünyayı mahvetmeseydik böyle bir arayış içerisinde olmazdık.Sonuçta dünyada su kaynakları azaldı,küresel ısınma büyük bir tehdit halini aldı,doğru düzgün tarım yapılabilecek ilaçsız zehirsiz toprak bile bulmak çok zorlaştı.Peki Trappist 1 yıldız sistemi çözümümüz olabilir mi acaba?
Trappist 1 yıldız sisteminden sizlere biraz bahsetmek istiyorum.Bu yıldız sistemi biraz bizimkinden farklı bir sistem.Her şeyden önce Trappist yıldızı bizim yıldızımızdan çok daha genç bir yıldız.Bizim yaşlı güneşimiz yaklaşık 4,6 milyar yaşındayken,Trappist sadece 0,5 milyar yaşında genç bir yıldız.Üstelik bizim güneşimiz bizi cayır cayır yakacak aşırı bir sıcaklığa sahipken ki bu da yaklaşık 5700 derece oluyor,Trappist 1 çok daha soğuk cüce bir yıldız.Sıcaklığı yaklaşık 2500 derece civarında. Trappist 1 sisteminde yer alan üç gezegende yaşamın oluşabileceği bir atmosferin olması,suyun olması ihtimalleri çok yüksek.
Biraz da orada hayatın nasıl olabileceğinden bahsedelim.Öncelikle dünyamız güneşin etrafında dönüşünü 365 günde tamamlarken Trappist 1 sisteminde gezegenlerin yıldız etrafında dönüşleri sadece bir ile yedi gün sürüyor.Yani biz dünyada bir yılımızı tamamlarken onlar bu turu 350’ye yakın kez atmış oluyorlar.Yani 10 yaşında bir çocuk Trappist 1 sisteminde tam 3500 yaşında olacak.Ayrıca gezegenler birbirine aşırı derecede yakın.Bu nedenle de diğer gezegenlerin atmosferleri ve üzerindeki kara ve denizler görülebiliyor.Eşsiz manzara keyfi bu kadarla da kalmıyor.Güneş dünyamızdaki gibi bir görüntüye sahip değil.Yıldız neredeyse dünyadakinin altı katı büyüklüğünde görünüyor. Maalesef gezegenlerde gün ışığı da bizimki gibi değil. Gezegenlerde gün ışığı kırmızıyla turuncu arası bir renk.Sanırım en kötüsü de gezegenlerin bir bölümünde sadece gündüz diğer bölümünde ise sadece gece yaşanıyor.Çünkü gezegenler kendi etrafında herhangi bir dönüş yapmıyor.Yani öyle hoş bir gün batımı manzarası falan yok.
Sonuçta ne olursa olsun uzayda yaşamın devam ettirilebileceği bir yerlerin bulunması inanılmaz bir şey.Şimdiden kendimi oraya ait gibi hissetsem de kırk ışık yılı uzaklıktaki bu gezegenlere ulaşabilmemize ve orada bir hayat kurabilmemize daha çok var gibi görünüyor.