Güzellik denince akla ilk gelen fiziksel özellikler oluyor şüphesiz. Güzellik algısı insanın beğenileriyle ilgilidir ve kişiden kişiye birçok faktör beğeni unsurlarını değiştirmektedir. Araştırmalara göre, dünyadaki kadınların yüzde 78’i güzellik deyince dış güzellik anlıyor. Güzelliğin iç güzellik olduğunu düşünenlerin oranı ise yüzde 31’de kalıyor. Güzellik algısı geçmiş yıllara kıyasla ciddi değişimler göstermektedir, ayrıca dönemin şartlarına ve bireyin içinde bulunduğu koşullara göre şekil almaktadır.
1950’li yıllarda kadınlar doğal halleriyle, duruşlarıyla güzel ve çekici olarak nitelendirilirken; 2000’li yılların dünyasında ise estetikli kadınlar, çeşitli filtrelerle selfi yapıp sosyal medyada paylaşan kadınlar insanlara güzel gelmeye başladı. 2000’lerin başlarında Victoria Secret mankenlerinin bir döneme damga vurduğunu söyleyebiliriz. Daha sonra geniş kalçalı ve dolgun göğüslü bir vücudun daha çekici görünmesi güzellik algısını epey değiştirdi. Sosyal medyanın da hayatımıza girmesiyle birlikte insanların düşünceleri ve beğenileri benzerleşmeye başladı ve gündelik hayat içinde birtakım yenilikler ortaya çıktı. Amaç, güzellik algısının sosyal medya aracı kullanarak nasıl yaygınlaştırıldığını ortaya koymak. Sanal ortamlardaki güzellik algısına göre sadece belli kriterlere sahip olanlar beğeniliyor ve bu kriterlere uygun olmayanlar kendilerini makyaj veya estetikle değiştirmesi yönünde düşüncelere maruz bırakılıyor. Bu tür kalıplaşmış düşüncelerden kurtulmak belki de toplumumuzun gerilemesine engel olacaktır. Örneğin öğrenciler arasında gözlük kullananlara “inek öğrenci” damgası vurmak gözlük kullanan kişilerin kendilerini yetersiz hissetmesine neden olmaktadır. Sanal ortamlarda karşılaştığımız reklamlar da bu yönde. Reklam yapan firma çilli bir kızın gözlerini büyütüp çillerini yok ediyor ve bu filtre uygulamasıyla daha güzel olabilirsiniz diyor. Başka bir değişle çillere sahip olmak çirkinlik olarak adlandırılıp insanların bilinç altına gönderiliyor. Bu şekilde insanların beğenilerine peşin hüküm veren ve birçok gencin kendiyle barışık olmasını engelleyen reklamlar yasaklanmalı. Ayrıca güzellik denilince akla yalnızca dış görünüşün gelmesi de başlı başına bir sorun. Bir insanı güzel olarak nitelendirmenin ilk kriteri iç güzellik ve düşüncelerdir. Çünkü kalıcı olan güzellik iç güzelliktir. Kötü bir kaza geçirince ve hatta yaşlanınca güzelliğini kaybetmesi mümkündür insanın. Ancak düşünceleri ve kişiliği hep aynı kalır. Dış güzelliğin önemsiz olduğunu savunmuyorum, dış güzellik de bir o kadar önemlidir ancak dış güzellik ilk sözü, iç güzellik son sözü söyletir. İnsanlar birbirlerini güzel olduğu için değil, kendi olduğu için sevmelidir.
Kısacası güzellik göreceli bir kavramdır ve günümüze kadar güzellik algısı çok farklı yerlere gelmiştir. Güzellik değersizleştirmiştir, çok kolay bir şekilde elde edilmektedir. Günümüzde güzel olarak nitelendirilmek bir filtreyle, makyajla veya estetikle mümkündür. Bununla birlikte insanların değerleri ve düşünceleri pek önemsenmemekte ve insan ilişkilerinde insanları yeterince tanımadan dış güzelliklerinin cazibesine kapılmak ciddi sorunlar ortaya çıkarmaktadır. Kalıplaşmış güzellik algısından kurtulmak ve buna yönelik sanal ortamdaki reklamları ortadan kaldırmak toplumun gelişmesine ciddi anlamda katkı sağlayacaktır.