Mesleklerin cinsiyetinin olmasının bu dönemde söz konusu olması bile insanoğlunu mahcup edecek bir mevzudur. Bu sadece kadınlarla alakalı bir durum değildir tabii ki, erkekler de kadınlar da yaptıkları meslekler yüzünden maruz kalmamaları gereken muamelelerle yüzleşiyorlar. Bunun sebebi ise yaptıkları mesleklerin çok “kadınsı” ya da “erkeksi” olarak adlandırılmasından kaynaklanmaktadır. Fakat bu algı ve genellemenin çoktan kalkmış olması gerekiyordu çünkü artık gelişmiş bir çağda olduğumuz için kadınlara verilen olanaklar neredeyse erkeklerle aynıdır. Evet, bazı konularda kadınlar erkeklerden, bazı konularda ise erkekler kadınlardan daha beceriklidir. Lakin bu bir genellemedir.
Ayrımcılığa deyinmiş iken, Cam Tavan Ayrımcılığından bahsetmek istiyorum. Çalışma hayatındaki cinsiyet ayrımcılığının bir çeşidi olan Cam Tavan Ayrımcılığı, kadınların gerekli yeterliliklere sahip olmasına rağmen, terfi konusunda adil olmayan sınırlara takılmalarına verilen bir isimdir. Burada kullanılan “cam” metaforu kadınların iş hayatında karşılaştığı ağır fakat görünmez anlamını taşır. Buna kanıt olarak; yöneticiler erkek adayları kadın adaylara 2 kat daha fazla tercih etmektedir, başvurularda isim ve cinsiyet kapatılınca kadınların tercih edilme oranları %25-46 arasında değişmektedir, ABD’de liderlik pozisyonunda sadece %38,6 oranında kadın yer almaktadır. Bunlar sadece birkaçı. Bunun nedeni nedir peki? Bunun nedeni ta eskilere dayanır. Eskilerde kadınlar ev işleri, hizmet, çocuklara bakmak gibi işlerle sorumlu tutulmuşlardır. Erkekler ise daha çok sosyal faaliyet bulunduran işlerde rol oynamışlardır. Maalesef ki bazı geri kafalı insanlar bunu gelenek olarak alHülasa toplumdaki diğer kişiler ile ilgili eşit koşullarda yaşamadığı düşünülen belli gruplara çeşitli ayrıcalıklar tanıyarak onları desteklemek demektir. gılayıp günümüzde insanları cinsiyetleri yüzünden yaptıkları meslek hakkında kendilerinde yorum yapma hakkını görmüşlerdir. O kişinin o meslek için ne kadar çabaladığını ve kendinden ne kadar şey feda ettiğini bilemeyiz.
Hülasa toplumdaki diğer kişiler ile ilgili eşit koşullarda yaşamadığı düşünülen belli gruplara çeşitli ayrıcalıklar tanıyarak onları desteklemek demektir. Buna örnek olarak işyerlerinin fiziksel ve engeli bulunan bireyler için kota oluşturmasını verebiliriz. Pozitif ayrımcılığın temelinde yatan mantık her insanın yalnızca insan olduğu için bir diğeriyle eşit olmasıdır, haliyle her bireye sunulan imkânlar da eşit olmalıdır. Pozitif ayrımcılık ve benzeri inisiyatifler de var olan eşitsizliği dengelemeyi hedefler. Problem, konu kadınlar gelince pozitif ayrımcılık hakkında yaşanan kafa karışıklığı. Pozitif ayrımcılık, kadınlara hak etmedikleri imtiyazları gümüş tepside sunmaktan oldukça uzak. Maruz kalınan eşitsizliği dengelemek, kadınlara erkeğin toplumdaki konumlarını denkleştirmek için atılan adımlardan biri aslında pozitif ayrımcılık.
Örneğin CEDAV. CEDAV, kadınlara her türlü ayrımcılığın tasfiye edilmesine dair bir sözleşmedir. Bu sözleşme 1981’de yürürlüğe girmiştir. Ancak somut adımlar atılmadıkça, kadın cinayetleri ve sömürüleri yaşanıyorsa taraf olmak yeterli kalmayacaktır. Bu sözleşme 1981’de yürürlüğe girmiştir. Ancak somut adımlar atılmadıkça, kadın cinayetleri ve sömürüleri yaşanıyorsa taraf olmak yeterli kalmayacaktır. Aynı zamanda mevcut devlet raporlarının hala sözleşme gereği hareket edilmediği gözlemleniyor. Hali hazır tavsiye kararının amaç ve kapsamı, medeni durumlarına bakılmaksızın kadınların siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel ve sivil veya herhangi diğer bir aşanda tüm insan hakları ve temel özgürlüklerinin tanınması ,bu hakların kullanılması ve icra edilmesinde kadınlara yönelik her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasını hedefleyen sözleşmenin genel kapsam ve amaçlar doğrultusunda belirlenmesidir.