Besinler insan psikolojisini ve davranışlarını etkiler mi sorusunun yanıtı uzun yıllardır bir tartışma konusu olmuştur. Bu sorunun cevabı pek çoğumuzun da deneyimlediği üzere kesinlikle EVET olmalıdır.
Peki neden EVET? Çünkü beslenmek hayati fonksiyonlarımızı devam ettirebilmenin en temel koşullarından biri olmasına rağmen bu özelliğinin dışında da yaşamımızda oldukça büyük bir yer kaplamaktadır. Yemek yerken aynı zamanda keyif alabiliriz, sosyalleşebiliriz ve damak tadımıza uygun veya uygun olmayan besinler yoluyla da duygularımız değişebilir. Şimdi yemeğin duygularımız üzerinde oluşturduğu etkiler hakkında biraz konuşalım;
Yediğimiz yiyeceklerle duygularımızın büyük bir bağı vardır, bunu birçok araştırma da desteklemektedir. Örneğin; çoğu insan özellikle tatlı yiyecekler tüketince kendini mutlu hisseder buna bazı kişiler için baharatlı yiyecekleri de ekleyebiliriz.
Ya da genellikle küçük bir çocuğa akşam yemekte sebze yemeği olduğunu söylerseniz üzülme ihtimali çok yüksektir, ama gidip yemekte patates kızartması ve köfte olduğunu söylerseniz hangi çocuk kendini mutlu hissetmez öyle değil mi? Tabi ki de bu sadece çocuklar veya tatlı severler için geçerli olan bir mesele değildir her yaştaki insan bu duyguları bir yemeğe veya besine karşı hissedebilir. Mesela babamı en huzursuz anlarında bile bir fincan iyi yapılmış kahve sakinleştirirken annemi bir nutella kavanozunu görmek bile sakinleştirebilir.
Kendime gelince ise aslında karasızım diyebilirim ama şaşmaz bir gerçeklik varsa bence ben hamur işi olan her şey ile mutlu olabilirim. Cemal Süreyya bir şiirinde “ Kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı” diye yazmıştır. Bunu pek çok defa etrafımızdan duymuşuzdur. Buradan yola çıkarsak güne güzel bir kahvaltı ile başlamak o günkü ruh halinizle ve salgılanan endorfin hormon seviyelerinde büyük bir katkı sağlayabilir. Bir başka örnek ise sabah kalkıyorsunuz ve burnunuza keskin ve hoş bir kahve kokusu gelmesidir, size hangi duyguları çağrıştırır?
Konuya farklı bir açıdan bakalım, yemek reklamlarında her zaman anlatılmak istenen bir duygu vardır seyirciden bu duygunun hissedilmesi beklenir. Çünkü günümüz dünyasının stresi ve karmaşıklığı insanın en çok psikolojisinde etki yaratır. Bu yüzden insanlar kendilerini mutlu edecek çözümler arasında en çok beslenmeye başvurur. Yemek reklamları da ürünlerini pazarlamak için bunu kullanır.
Hayatımızda yaşadığımız her fiziksel ya da psikolojik durumda kendimizi genelde yemek yerken buluruz çünkü yiyecekler bizim güvenli bölgemiz gibi görünür, bu durum her ne kadar sağlık açısından çeşitli sağlık problemlerini ortaya çıkarsa da miktarı korunduğu sürece bu tür yiyecekler mutluluk hormonu olan endorfini salgılamamıza yardımcı olacağından bize iyi gelebilir, mesela çikolata…
Benimle kimler aynı fikirde?