Tıp mı, Sanat mı?

Sevgili annem ve babam,

Bildiğiniz üzere bu sene üniversite sınavına girdim, ve bunun için çok çalıştım. Sabahlara kadar uyumayıp sınavlarıma çalıştım. Sınavlarda en yüksek puanı alan hep bendim. Sınavdan bir gün önce ne kadar stresli olduğumu, sınavdan çıktıktan sonra nasıl rahatladığımı en iyi siz biliyorsunuz. Tercih günü geldiği zaman sizinle beraber değildim. Arkadaşlarımla olan tatilime denk geldi. Koç Üniversitesi’ni ilk tercihime yazmıştım. Çünkü tıp okumamı çok istemiştiniz. Ailemizde bir doktor olsun diye. Liseden beri bunu hayalim için çalıştım. Hastanede önlük giyen doktorları görünce “Bir gün ben de o önlük giyeceğim.” diyordum. Siz de bana bakıp gülüyordunuz ve bunu yapacağıma inanıyordunuz. Size minnettarım.

Dün tercihlerin ilk günüydü. Sabah kalkar kalkmaz o sayfayı açtım tam tercihimi yapıyordum ki, bir mail geldi. Bu mail aylar önce başvuru yapmış olduğum Amerika Alabama Üniversite’nden gelmişti. Hemen maili açtım. Beni güzel sanatlar bölümü kabul etmişlerdi! İlk başta ne yapacağımı bilemedim, çok mutlu olmuştum. Resim yapmayı hep çok sevdim. Boş zamanlarımda hep resim çizerdim. Bundan çok keyif alıyordum, ama siz bunu hobi olarak yapmamı söylüyordunuz. Bu yüzden bu resimleri daha önce hiç başkalarına göstermedim. Hangisi gitsem diye çok uzun bir süre düşündüm. Herkese danıştım, herkesin farklı fikirleri var. Ne yapacağımı bilemedim ilk başta. Biraz zaman sonra sanat okumak istediğimi anladım. Sanat bana huzur veriyordu. İleride iyi bir ressam olabilirdim. Dünyaca tanınabilirdim. Sonra sizin benim doktor olmamı ne kadar çok istediğiniz aklıma geldi. Ne yapacağımı tekrar şaşırdım.

Çok stres olmuştum, neredeyse ağlayacaktım. Hayatımda hiç bu kadar fazla stres olduğumu hatırlamıyorum. Çok zor bir seçimdi. Amerika’da okumama izin vermeyebilirdiniz. Babam beni göndermeyeceğini, çünkü bana bağlı olduğunuzu söylerdi her fırsatta. Beni çok özlerdi, “Sensiz biz ne yaparız?” derdi. Ben de size bağlıyım ama hayatımın bu önemli fırsatını kaçırmamalıyım. Düşünsenize: Amerika’ya gidiyorum, üniversiteme yakın bir evde en yakın arkadaşımla yaşıyorum. Düşünmesi bile harika. Hem tatillerde sizi ziyarete de gelirim. Her gün görüntülü konuşuruz. Yakın arkadaşlarım olur. Ve belki de erkek arkadaşım 😉 . Belki de gelecekteki eşimle orada tanışacağım. Nil’i -en yakın arkadaşımı- da oraya kabul etmişler. Şansa bakın. Onun sayesinde ilk günler yalnızlık da çekmem. Hayatımın en güzel yıllarını orada geçirebilirim. Sevgili ailem, lütfen gitmeme izin verin. Şu anda Dünyanın en ünlü ressamı size bu mektubu göndermiş olabilir. Lütfen hayalimin peşinden gitmeme izin verin. En kısa sürede cevap bekliyorum. Sizi çok seviyorum, iyi ki varsınız.

-Birtanecik Kızınız

(Visited 350 times, 1 visits today)