Bir gün bir çocuk varmış. Bu çocuk hiç bir özel güne veya ailesinin gittiği
yerlere gelmiyormuş. Bunun sebebi her zaman elektronik aletlerle zaman geçirmesiymiş. Bir gün ise en sevdiği günmüş. En sevdiği gün cumartesi günüymüş. Çünkü cumartesi günleri okul olmadığı için tüm gün evde keyif yapabiliyormuş. O kadar fazla ekranla zaman geçiriyormuş ki o günün, en yakın arkadaşının doğum günü olduğunu unutmuş bile. Arkadaşının davetine katılamamış. Arkadaşı buna çok üzülmüş ve partisini iptal etmiş. Hayattan o kadar uzaklaşmış ki kendi doğum gününü bile kutlama heyecanı yokmuş. Hatta sınıf arkadaşları ona hediye olarak mektup yazmışlar. Daha sonra okurum diye bir kenara kaldırmış fakat onları da hiç okumamış.
Günler böyle geçip gidiyormuş. Okula gitmek istemiyormuş ve anne babası artık bu duruma baş edemiyormuş. Günlerden bir gün kahramanımızın babası “Kim Milyoner Olmak İster” yarışmasında çok önemli bir ödül kazanmış. Tüm aile bu mutluluğu paylaşmak ve birlikte olmak için birlikte etkinliğe gitmişler. Ancak çocuk bu ana ekrandan şahitlik etmiş…
Onları birbirlerine sarılırken ekranda gördüğünde, her şey için artık çok geçmiş… Babası ile gurur duyan çocuk mutluluğunu evde yalnız başına yaşamış. İçinden hüzünlü bir şekilde “Zamanı yönetemeyen, zaman tarafından yönetilir” diye geçirmiş.