Sıradan bir gündü. Mehmet okuluna yürüyordu. İçinden Mehmet şunları söyledi: “Off, canım çok sıkılıyor her gün okula gidiyorum.” Tam o sırada yer sarsılmaya başladı. Mehmet zar zor bir direğe tutundu, sarsıntı bittiğinde yer gök, gök de yer olmuştu. Dünya ters dönmüştü. Mehmet çok şaşırmıştı ve korkmuştu. Aniden sirenler çaldı. Belediye başkanı şunları dedi: “Sevgili halkım, sakın korkmayın. Dünya’mız Jüpiter’e çekiliyor, bu yüzden Dünya ters döndü.” Dünya artık ters bir şekilde Jüpiter’in uydusu olmuştu. Dünya’nın yer çekimi çok değişmişti. İnsanlar bulutlara doğru rahatça yürüyebilirken, yeryüzüne inerken roketleme sistemleri kullanıyorlardı. Dünya ters döndüğünden insanların yeryüzünde yaşayabilmesi için madencilerin yardımı gerekiyordu. Madenciler insanların ve hayvanların içinde yaşayabileceği tüneller kazarak yeraltı şehirleri açtılar. Ayrıca madenciler insanların su ihtiyacını karşılamak için gökten gelen yağmurları yakalamak için yeraltı kuyuları yaptılar. Mühendisler ve bilim insanlarının yaptığı katkılar sayesinde insanların ihtiyaçları olan ısı ve ışık kaynağını Güneş’ten alabilmek için çözümler ürettiler. Besin ihtiyaçlarını karşılamak için Dünya’nın üst katmanında, tarıma elverişli topraklarda çeşitli aletler geliştirerek insanların tarım yapmasına olanak sağladılar. Tünellerle Dünya’yı dolanmak çok zor olduğu için mevcut demir yollarını ve tren hatlarını mıknatıslı sistemler geliştirerek kullanmaya başladılar. Jüpiter’in Güneş’e uzaklığı ve büyüklüğü sebebiyle farklı bir gezegen aramaya başladılar. Önce Dünya’ya en benzer gezegen olan Mars’a öncü ekipler gönderdiler. Öncü ekiplerin çalışmasıyla beraber insan yapımı atmosfer oluşturup tüm kalan insanları koloniler halinde Mars’a taşıdılar ve burada yeni bir hayat kurdular.
Eski ve artık ters olan Dünya’ya ise sadece turistik amaçlı olarak geziler düzenleyip eski tarihlerini andılar.