Küresel ısınmanın engellenmesi ve enerji açığının kapatılması, atmosfere daha az sera gazı salınması alanındaki araştırmalar bu teknolojinin ve nükleer santrallerin önemine yol açmıştır. Şu anda Türkiye de dahil olmak üzere birçok ülke nükleer santralleri sıcak bir şekilde düşünüyor veya kullanıyor.
Japonya’daki felaketin bir sonucu olarak görme şansımız olan olumsuz yönleri olan nükleer enerjinin avantaj ve dezavantajlarını şu şekilde sıralamak mümkündür:
Nükleer Enerjinin Avantajları:
-Nükleer enerji üretimi, kömür, doğal gaz veya petrol kullanarak elektrik üreten diğer teknolojilerden çok daha az miktarda karbondioksitin salınmasına neden olur. Başka bir deyişle, nükleer santraller daha az sera gazı emisyonuna sahip olduklarından, küresel ısınmanın hızlandırılması üzerindeki etkileri daha düşüktür.
-Nükleer enerji teknolojisi hazır bir teknolojidir ve gelişim aşamasını tamamlamıştır.
-Bir nükleer santralden yüksek rakamlarla elektrik enerjisi elde edilebilir.
Nükleer Enerjinin Dezavantajları:
– Nükleer santrallerin ürettiği nükleer atıklarla ne yapılacağı hala bir soru işareti. Çok tehlikeli olan bu atıklar dikkatli bir şekilde depolanmalıdır.
-Yüksek güvenlik standartlarına rağmen nükleer enerji hala çok riskli bir teknolojidir. Japonya’da olduğu gibi, kazalar hala olabilir. % 100 güvenli nükleer santral yok. Öte yandan, nükleer santrallerdeki kazaların sonuçları hem doğa hem de insanlık için çok yıkıcıdır.
-Nükleer santraller, dış saldırılara ve bunların yarattığı risklere karşı büyük tehlike oluşturmaktadır. Nükleer santralde olabilecek herhangi bir terör eyleminin sonuçları ağır olacaktır.
-Nükleer santrallerde açığa çıkan radyoaktif atıklar daha sonra silah yapmak için kullanılabilir. Bu teknolojinin yaygın kullanımı aynı zamanda nükleer silahların yayılması anlamına da geliyor.
-Nükleer enerjinin kaynağı olan uranyum kıt bir kaynaktır. Tahminlere göre, dünya uranyum kaynakları talebe bağlı olarak 30-60 yıl içinde tükenecek.
-Bir nükleer santralin kurulması için gerekli bürokratik ve teknik detaylar göz önüne alındığında, bir santralin tamamlanması yaklaşık 20 ila 30 yıl sürer. Kısa sürede nükleer santral kurmak mümkün değil.
Yukarıdaki bilgiler ışığında nükleer santrallerin çözümden çok bir sorun olduğu sonucuna varılabilir. Öte yandan küresel stratejik dengeler ve gelişmekte olan ekonomilerin enerji ihtiyaçları bu risklere rağmen nükleer enerji yatırımlarına yol açmaktadır. Dünyanın sürdürülebilirlikten ziyade tüketim çılgınlığı içinde devam edeceğini varsaydığımız için, bu çılgınlığın devam etmesi için her geçen gün artan bir hızla enerjiye ihtiyaç var. Yine sakin düşünürsek bir yandan hem üremeyi hem de tüketimi korurken diğer yandan enerjiyi yeterli seviyede tutmak mümkün, ilk adım enerji verimliliği yani ürettiğimiz enerjiyi gereksiz yere boşa harcamamak. Evler izole edildiğinde emlak vergilerinin düşürülmesi, kilometre başına daha az benzin yakan araçlara daha az vergi ödenmesi, bir yandan verimli ampullerin zorunlu kılınması, diğer yandan KDV ödenmemesi devlet desteğiyle enerji verimliliğinin artırılmasının yollarıdır. Almanya bunları uyguladığı için enerjiyi bizden üç kat daha verimli kullanabilir. Yukarıda belirtilen önlemlerin tümü kısa vadede devlet gelirlerini azaltacağından, uzun vadeli faydalarını göz ardı ederek yalnızca bugünü kurtarmaya bakan devlet yapımızda uygulanamazlar.