Teleturizm

Artık elektronik cihazlar hayatımızın bir parçası. 50 yıl önce hayatımızda olan çoğu şeyi değiştiren elektronik cihazlar, zaman geçtikçe daha da gelişmektedir. Mesela eskiden müzik dinlemek için gazino gibi yerlere giden insanlar, Walkman’in ortaya çıkışıyla artık evlerinde de müzik dinler oldular. Walkmanler MP3 çalarlara, MP3 çalarlar ise telefonlardan dinlenilebilen müzik servislerine dönüştüler. Bu gelişmelerden nasibini alan bir diğer aygıt ise sanal gerçeklik gözlükleridir. Sanal gerçeklik gözlükleri ilk başta oyun endüstrisi tarafından geliştirilmişlerdir. İlk başta başarılı olamamışlardır. Buna örnek olarak Nintendo’nun Virtual Boy adlı konsolu verilebilir. Virtual Boy’un başarısızlığı yüzünden 1990-2000 zamanları arasında sanal gerçeklik gözlüklerinde önemli bir gelişme gözlenememiştir. Ancak 2010’ların başından beridir sanal gerçeklik gözlükleri önemli engelleri aşmış, hayatımızın bir parçası haline gelmiştir.

Sanal gerçeklik gözlüğünün kullanılabileceği bir diğer sektör ise turizmdir. Turizm için gelecek vadeden bu aygıt, aslında yavaş yavaş sektörde yerini almaya başlamıştır. Buna örnek olarak bazı alışveriş merkezlerinde olan sanal gerçeklik platformlarını gösterebiliriz. Bu platformların çoğunda bir lunapark veya turistik bir mekan bulunmaktadır. Sahip olduğu donanım sayesinde bize gerçekten bir deneyim yaşatabilen bu aygıtların daha da geliştirilmesi durumunda turizmin yerini alabileceği olasılığı da yüksektir.

Diğer bir sebep ise insanoğlunun vurdumduymazlıkla dünyayı kirletmesidir. Bugün Çin’in bazı bölgelerinde insanlar gaz maskeleri takmaktadırlar. Böyle bir senaryo Matrix evreninde olduğu gibi tamamiyle sanal gerçeklik sistemlerine geçilmesiyle sonuçlanabilir. Bazı cihazlar geliştirilerek alternatif sanal bir yaşam alanının yaratılabileceği ihtimali gelecek yıllarda daha kesin olacaktır. Bu dediklerim olmasa bile bazı şehirlerin su seviyesinin altında kalacağı gerçeği hala bugünümüzün bir sorunudur. Geçmişte yaşadığımız yerleri merak edecek yeni nesiller, sanal gerçeklik gözlüğünü kullanarak bizim nerede yaşadığımızı öğrenebilirler. Bu önemli bir detay çünkü peygamber övgüsüne layık olmuş Şehr-i İstanbul bugün sular altında kalma tehlikesi altındadır. Bunu önlemek için şehrin sanal ortamda bir kopyası yapılabilir.

Diğer bir olası sebep ise yoksul insanların çoğunun başka bölgelere seyehat şansı olmamasıdır. Sanal gerçeklik gözlüğü sayesinde artık yoksul insanlar da artık göremeyeceği yerleri görebileceklerdir. Bu sayede belki yıllardır anayasamızda olan seyahat özgürlüğü sonunda gerçekten bir anlam kazanacaktır. Ortak mirasımızı görebilecek yeni insanlar olacaktır.

Bunlardan yola çıkarak yakın zamanda sanal gerçeklik turizminin hayatımızın bir parçası olacağını söyleyebiliriz. Buna inanmayan insanlar olacaktır. Bu normaldir. 1400 yıl önce kimse metal bir hurda yığının uçabileceğini düşünmemiştir. Eğer bu proje fonlanırsa, insanlığa katkısının olacağı kesindir.

(Visited 66 times, 1 visits today)