İlk telefonu Graham Bell bulmuştur.
İlk mobil telefonlarda ekran küçüklü büyüklü ama renksizdi. Mobil telefonlar o yıllarda sadece telefon olarak kullanılıyordu. Zamanla telefon ekranları renklendi ve kamera eklendi. Ana kart ve hafıza kartları ile belgelerimiz ve resimlerimizi saklamaya başladık. Teknoloji ile mobil telefonlar küçüldü, büyüdü ve yeni bir sürü özellik eklendi. Artık cebimizde küçük bir bilgisayar, kamera ve telefonu aynı anda taşıyoruz.
Dilimiz ne olursa olsun, hepimiz telefonu açınca aynı veya benzer kelimeler söylüyoruz. ’’ALO.” Bu ‘’hello’’ kelimesinin bozulmuş halidir. Ama Japonlar ‘’moşimoşi’’, İtalyanlar ‘’puronto’’, İspanyollar ise ‘’digame’’ diye telefonu açarlar.
Dünyanın en popüler telefon kulübeleri İngiltere’dedir. Dünyanın her yerinde tanınır ve bazıları tarihi yapı grubundadır. Çok uzaktan görülebilsin diye cart kırmızı renktedir. Telefon kulübeleri para veya özel telefon kartlarıyla çalışır.
Teknoloji ile telefonlar geliştikçe, hat hizmeti sağlayan yeni şirketler kuruldu. Böylece rekabet arttı. Daha iyi ve kullanışlı telefonların arasındaki rekabet bu şirketlerin daha iyi hizmet vermesini sağladı. Tüm bunlar ekonomide telefonun ayrı bir yeri olduğunu gösterdi.
Bugün bazı mobil telefonlar mücevher fiyatına satılıyor. Ama sonunda hepsi telefon. Amacımız istediğimiz kişiye, istediğimiz anda, dünyanın neresinde olursa olsun ulaşmak değil mi?Telefonun bu nedenle araç olduğunu unutmamalıyız.