Teknolojik aletler başta genç kesim olmak üzere herkesi etkisi altına almış durumda. İster telefon ister tablet isterse televizyon olsun bu alet bir kere elinize aldınız mı bırakmakta güçlü çekmenize hatta bağımlılık seviyesinde kullanıma sebep olabiliyor. Eğer sorumuz telefonunuzu mu yoksa cüzdanınızı mı kaybetmeyi göze alabilirsiniz olsaydı bence cevap çoğunlukla cüzdan olurdu ve bu benim için de bir istisna değil.
Telefon bize birçok uygulamayı ve işlemi sunan bir alet. Tıpkı alışveriş merkezlerini çok sevdiğimiz gibi bize çok olanağı küçük bir yerde toplayan telefona bayılıyoruz. Cüzdanımızın da yanımızda olması bizim için önemlidir ancak şimdi bütün para ve bankacılık işlemlerimizi de telefondan rahatlıkla yapabildiğimiz düşünülünce bence cüzdanımız olmadan da rahatlıkla bir gün yaşayabiliriz. Örneğin artık telefonumuzla ödeme yapabilmemiz gibi yenilikler bize cüzdana bağlı yaşamaktan kurtarıyor. Bir bakıma teknoloji bizi kendine bağlayarak özgürleştiriyor. Telefon bizim hayatlarımızın neredeyse ayrılmaz bir parçası haline geldi. Buna sosyal medya büyük oranda katkı sağlıyor demenin yanlış olmadığı kanaatindeyim. Sosyal medya gerek sosyal olduğumuzdan gerek asosyal olduğumuzdan dolayı içinden çıkamadığımız bir mecra. Instagram, Facebook, Twitter bunların en popüler olan uygulamaları sayılabilir.
Elbette bu kötü etkiler insanın elindeki aleti doğru kullanabilecek donanıma, tecrübeye sahip olmasına bağlı olarak değişir. Sosyal medyayı sadece komik kedi videoları izlemek için kullanmanın, size verilen dalından yeni koparılmış bir elmanın sadece sap kısmını yemekten bir farkı yoktur. İnterneti bizim için sonsuz bir bilgi kaynağı olarak düşünebiliriz doğru bilgiyi yanlış bilgiden ayrıştırarak oldukça yararlı bir şekilde kullanılabilecek bu kaynak aslında dünyaları önünüze seriyor. Tabii ki de amacı dışında kullanımdan telefon da nasibini alıyor dikkatli olmazsak bize bu kadar imkânı sunan bu alet bizim kâbusumuz olabilir. Hele ki parmak izimize kadar bütün kişisel bilgilerimizin içinde bulunduğu düşünülürse bizim için siber çapta bir felaket olabilir. Bütün bu kötü yanlarına rağmen telefonumuzdan vazgeçmememizin bir nedeni de dünyayla bağlantımızın kopmasına tahammülümüzün olmaması da olabilir. Sürekli çevrimiçi olma isteğimiz başka insanlarla -arkadaşlarımızla, ailemizle-iletişim halinde olma arzumuzdan geçiyor olabilir. İletişim ve haberleşme çabasının insanlarda ilk çağlardan beri geldiğini düşünürsek bunun istekten daha çok bir içgüdü olduğunu varsayabiliriz. Teknoloji ise hayatlarımızı kolaylaştırmak var bu yüzden ben bu telefon kullanımının oldukça normal olduğu düşüncesindeyim. Ancak bahsettiğim kullanım hayatlarımızın başka alanlarına zarar veriyorsa örneğin sağlımıza veya sosyal hayatımıza en kısa sürede bir yardım alınarak minimuma düşürülmesi taraftarıyım.
Kısaca anlatmak gerekirse bazı insanların tabiriyle “bir aptal kutusuna” bağlı yaşıyoruz ve bu da artık bizim için bir gereklilik. Çağlar geçtikçe insanlar evrim geçirdi, doğal olarak ihtiyaçları da onlarla birlikte değişti. Bütün iyi ve kötü yanlarıyla telefon hayatımızın vazgeçilmez bir parçası oldu.