Teknolojinin Işığında ve Gölgesinde: İnsanlık ve Medeniyetin Dönüşümü

İnsanlık; tarih boyunca kendisini geliştirmeye çalışmış, yeni bilgiler ve yenilikler sayesinde günümüzdeki konumuna ulaşmayı başarmıştır. Sürdürülebilir toplumların temel taşlarından biri olan gelişme kavramı, kimi zaman etik değerler çerçevesinde değerlendirildiğinde karmaşıklaşan bir hal alsa da insanların yaşam standartlarını ve düşünce yapılarını doğrudan veya dolaylı yollardan etkilemekte. Geçmişten günümüze tartışmasız yaşanan bu değişim ve gelişmeler; teknolojinin gelişmesiyle beraber bazı alanlarda toplumu veya bireyi medenileştirmeyi sağlarken bazı alanlarda da medeniyetten uzaklaşmalarına sebep olmaktadır.

 

Dijitalleşen dünyada bilgiye erişim; kişilerin toplum ya da kişinin kendisi tarafından eğitilmesi, başka bir deyişle geliştirilmesini ve daha kapsamlı bir düşünce yelpazesine sahip olmasını sağlar. Günümüzde bireyde bulunması gereken kriterlerden biri olan bu düşünme becerisi, toplumların daha bilinçli ve sorgulayıcı bireyler yetiştirmesini; bunun sonucu olarak da karşılaştıkları sorunları daha kolay çözebilme ve yeniliklere adapte olabilmesini sağlar. Pandemi döneminde karantinalar ve kısıtlamalar sebebiyle çevrim içi platformlarda eğitim sürecinin devam etmesi, öğrencilerin dijital kaynaklara ihtiyaç duymasına sebep oldu. Bunun sonucu olarak bazı öğrenciler sadece kendi kaynaklarından değil, dünya çapında kullanılan kütüphanelerden ve çevrim içi kurslardan faydalanarak daha kapsamlı bir öğrenim yaşadılar.

 

Tabii ki teknolojinin medeniyet açısından olumlu sonuçları bulunsa da olumsuz noktaları göz ardı etmemek gerekir. Teknoloji her ne kadar günlük yaşamda kolaylık sağlasa da bilinçsiz kullanımı bireyde hatta toplumda soyutlanma yaşanmasına sebep olabilir. Bireyler; gerçek hayatta kullanması gereken iletişim becerilerinde zayıflama yaşayabilir, sonucunda ise dijital dünyada gerçek ve derin ilişkilerinde bozulmalar başlar. Avustralya’da yapılan bir araştırmada, sosyal medya kullanan 16-24 yaş grubundaki bireylerin %55’inin ve 25-34 yaş grubundaki bireylerin %49’unun sosyal medyada yapılan paylaşımları tükettikten sonra yalnızlık hissi yaşadıkları görülmüştür. Bu gibi örneklerle günümüz teknolojisinin bilinçsiz kullanımının insanları medeniyetten ne kadar uzaklaştırabileceği görülebilmektedir.

 

Teknolojinin olumsuz etkilerinin azaltılabilmesi için dijital okuryazarlık eğitimleri önemlidir. Kullanıcılar, dijital dünyada bilinçli olmayı ve kendilerini kontrol etmeyi bilmeliler. Ayrıca dijital detoks uygulamaları da kişilerin teknolojiyi daha kontrollü kullanmaları için yararlı olabilir. Teknoloji firmalarının da kullanıcıların psikolojik sağlığını göz önünde bulunduran algoritmalar geliştirmesi gerekir. Bu sayede, sosyal medya kullanımının yalnızlık hissine yol açmasının önüne geçilebilir.

 

Özetlemek gerekirse, insanlık tarih boyunca çeşitli yenilikler ve dönemlere şahit olmuştur. Bu yeniliklerden günümüzde olumlu veya olumsuz en çok etkilendiklerimizden birkaçı teknoloji ve teknolojinin getirileridir. Bunlardan bazıları insanlarda olumlu etki bırakmışken bazıları hala örneklerine şahit olduğumuz bağımlılık veya soyutlanma gibi olumsuz etkiler bırakmıştır.

(Visited 3 times, 1 visits today)