Bugün zamanda yolculuk yapmaya ne dersiniz? Bu yazı; geçmişten bugüne kaybettiğimiz manevi değerlerin apaçık bir göstergesi olacaktır diyebiliriz.
İnsanların yalnızlaşma serüveninin başlıca ve en etkili sebeplerinden birisi şüphesiz teknolojinin gelişmesi olmuştur. Bu gelişimin hayatımıza getirdiği kolaylıkların yanı sıra, yine bizlerin hayatından alıp götürdükleri yadsınamaz bir gerçektir. Bunların en başında “zaman” faktörü yer almaktadır. Akıp giden zamanı tasarruflu ve verimli kullanma yetimizi elimizden aldığı gibi, bizleri yalnızlaştırmaktan da geri kalmadığını söyleyebiliriz.
Geçmişe dönüp baktığımızda, insanların, özellikle de çocukların bir araya gelerek eğlenebildiği birçok aktivitenin şimdilerde yerini telefonlara, bilgisayarlara kısacası teknolojik araçlara bıraktığını görüyoruz. Bu durum insanların, bir araya gelerek hemhal olma ve karşılıklı iletişim içerisinde bulunma fırsatını ellerinden alarak, onları yalnızlığa mahkum olma durumuna getirmiştir. Birçok veriyi, insanların elleri altına getiren teknoloji; bu yönüyle insanları kitaplardan uzaklaştırmış, bilgiye hazır olarak ulaşmalarına sebep olmuştur. Haliyle, kolay ulaşılan bilginin kendilerine yarardan çok zarar verdiğini göremeyip, kitapların o muhteşem büyüsünden mahrum kalmayı tercih etmişlerdir. Halbuki elektronik aletlerin aşırı kullanımının doğurduğu zararlı etkilerin farkında olmak, gereksiz tuzaklara düşmemizi engelleyecektir.
Günümüz teknolojisiyle birlikte sanal ortamlarda yürütülen arkadaşlık ilişkileri insanların sosyal çevresinden hatta ve hatta aile ortamından kendilerini soyutlamalarına sebep olmuştur. Bu ortamda kurulan sahte ilişkiler, bireyleri özellikle çocukları ruhsal anlamda olumsuz bir şekilde etkileyerek, depresyona yöneltmiştir. Ruhsal durumu bozuk olan birey kendisini bir köşeye çekip yalnız olmayı tercih etmiştir. Bu durum sosyal çevreyle iletişim, etkileşim halinde olmasına engel olmuştur. Yalnızlaşan birey içinde bulunduğu karamsarlık sebebiyle olumlu düşünme yetisini kaybederek çareyi hayatını sonlandırma isteğine bile yönlendirmiştir. Hayatımızı kolaylaştırdığını düşündüğümüz teknoloji, sosyal medya, sınırlı ve düzeyli bir şekilde kullanılmadığında bizlerin hayatına pahalıya mal olmaktadır. Burada sorumluluk büyüklerimize, yetişkinlerimize düşüyor çünkü aklı başında bir birey kendini gerektiğinde durdurabilir ve bu her alanda büyük yararlar sağlayan teknolojiyi sadece ihtiyaçları doğrultusunda kullanmayı bilirler fakat çocuklar öyle mi? Onların kendilerine teknolojiden doğru bir şekilde tasarruf etmelerini sağlayacak ebeveynlere ihtiyacı olacaktır. Bu durumda bilinçli bir kullanıcı yetiştirmek, teknolojiden yararlı sayılacak bir biçimde faydalanmak anne ve babaların çocukları üzerinde oluşturdukları sistemli düzen sayesine mümkün olacaktır. Bazı ebeveynler çocukları yalnız kalmasın, her istediği olsun diye teknolojik aletlere başvuruyor. Halbuki şunu bilmiyorlar; çocuklarını daha da yalnızlaştırıyorlar, gerçek hayattan soyutluyorlar. Onlara bilgisayar, telefon, tablet vermek yerine dışarıda arkadaşlarıyla oynamalarına izin verilirse çocuklar sanallıktan sıyrılıp daha da mutlu olacaktır.
Tıpkı eskiden olduğu gibi…