Müzeler, bir bölgenin tarihini ve orada yaşayan insanların yaşam tarzını anlamak, geçmiş hakkında fikir sahibi olmak ve genel kültür edinmek için tarihi yapıların, belgelerin ve daha birçok eserin sergilendiği kurumlardır. Günümüzde ülkemizde de bulunan müzeler halka açık bir şekilde işlevini sürdürmektedir. Tarih bakımından zengin bir ülkeye sahip olsak da bunların ülkemizdeki müzelere ne kadar yansıdığı tartışılır.
İlk kez 1746 yılında Fransa’da eserlerin halka gösterilmesi düşüncesi ortaya atılmış ve 1750 yılında dünyanın ilk resmi müzesi olan Lüksemburg Müzesi kurulmuştur. Hâlâ halka açık bir şekilde sürerlilik gösteren bu müze, Fransa’da Lüksemburg Sarayı’nın yanında olmasıyla beraber turistler tarafından büyük rağbet gösterilen müzeler arasında yer almaktadır. Ülkemizde ise ilk müze 1869 yılında dönemin Maarif Nazırı Saffet Paşa tarafından Müze-i Hûmayun (İmparatorluk Müzesi) adıyla Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk müzesi olarak kurulmuştur.
Müzeler insana sadece tarihi bilgi edindirmekle kalmaz, aynı zamanda vizyon ve farklı bakış açıları da kazandırır. İçerdiği estetik görüntüler ile insanı oraya sürükler ve merak uyandırır. İnsanlar müzelerde yeni yapılar ve kültürler öğrenirken aynı zamanda vakit geçirme ve sosyalleşme fırsatı da kazanır. Buna göre, bir devletin halkın huzur seviyesini artırmak üzere yapabileceği en iyi projelerden birisi yeni müzeler açmaktır. Ülkemizde ise son kayda alınan verilere göre toplam 552 müze vardır. Bu sayı Almanya’da 7.245, Çin’de 6.183, Fransa’da 4.811 ve Amerika’da 33 bini aşmaktadır. Dolayısıyla ülkemiz diğer birçok ülkeye kıyasla tarihsel açıdan zengin olmasına rağmen müze konusunda eksik kalmış durumda. Eğer bir gün Kültür ve Turizm Bakanı olursam yapacağım işlerden ilki yeni müzeler açmak olurdu. Bir diğer konu ise ülkemizde çokça tarihi eser bulunmaktadır. Bunların bazıları gün yüzüne çıkarılmış bazıları da taş ve toprak altında hala bulunmayı beklemektedir. Bu neticede Türkiye’nin her yerinde arkeolojik çalışmalar başlatırdım.
Çağımızın ilerlemesiyle beraber dijital sanat popülerliğini oldukça artırdı. İnsanlar dijital ortamda yaptığı sanatsal ögeleri internet üzerinden halkla paylaşabiliyor. Artık müzeler sadece binalardan ibaret değil. Bununla beraber internet müzeciliği de artmış bulunmaktadır. Bu yüzden ben insanların istediği gibi girip bakabileceği ve vakit geçirebileceği dijital ortamda müzeler açardım. Bence asıl önemli olan projelerden biri de bu. Çünkü yeni neslin oldukça içinde olduğu teknoloji ve yıldan yıla artan yeni teknolojik gelişmeler ülkede yapılacak en ufak projelerde bile gelecek hakkında insanı sorgulatıyor. Çünkü tüm gelecek teknolojiye bağlı olmaya başlamış vaziyette.