Akşam yatmadan, sabah 7’de kalmak için telefonumun alarmını kurdum. Sabah kalktığımda duvardaki saatime baktım, saat 10:00 olmuştu. Telefonumu kurcaladım ekranı karardı. Evde şarjımı bulamadım arkadaşlarıma sordum. Bütün dünyadaki bütün telefonlar ve elektronik aletlerin ya şarjları bitmişti ya da hepsi bir den bozulmuştu. Sonra bir teknoloji mağazasına girdim, orada polisler ve mağazanın sahibi duruyordu. Mağazanın sahibi amcamdı. Amcama ve polislere sordum:
– Neden bütün teknolojik araçlar kayıp?
Polisler dedi ki:
– Dün akşam birisi mağazayı soymuş, ama hiçbir şey çalışmadığı için kameralardan o kişiyi bulamıyoruz, dedi.
Sonra günler, haftalar ve aylar geçti. Artık günleri sayamaz hale geldim. Birine sorduğumda bugün “çarşamba”, biri “cuma”, biri “pazartesi” diyordu. Artık herkes teknolojiyi unutmuştu ve bütün çocuklar doğada seksek ve saklambaç gibi oyunlar oynuyordu. Her yer yemyeşildi ve kuşlar da çok mutluydu.
Diğer gün bütün çocukların oynadığını görünce ben de arkadaşlarıma “Neden ebelemece oynamıyoruz?” dedim. Hepsi birden “Evet, tabi ki!” dedi.
Dünya artık çok mutlu bir hale gelmişti. Ama bir sorun vardı okula gittiğimizde onlinedan katılan arkadaşlarımız artık katılamıyordu. Onları çok özlemiştim. Ben bu yeşil dünyayı onlara tercih edebilirdim.