Teknolojinin bireyi medenileştirdiği ve medeniyetten uzaklaştırdığı konusunu iki yönlü bir şekilde inceleyebiliriz. Bir yandan teknolojinin sunduğu kolaylıklar sayesinde bilgiye ulaşım çok daha praik hale geldi ve okularımızda verilen ödevler, araştırma projeleri ve sunumlar artık internet sayesinde çok daha zengin bilgilerle destekleniyor. Mesela ders çalışırken farklı kaynaklara ulaşmak, video dersler izlemek ve interaktif uygulamalar kullanmak öğrencilere büyük avantaj sağlıyor; bu durum onların zihinsel gelişimine katkıda bulunuyor. Ayrıca sosyal medya ve iletişim araçları sayesinde uzak şehirlerdeki ya da ülkelerdeki akranlarımızla kolayca iletişim kurabiliyoruz. Böylece kültürel etkileşim artıyor farklı düşünce yapılarını öğreniyoruz. Bu yönleriyle teknoloji, bireyin medenileşmesinde önemli bir rol oynuyor.
Öte yandan teknolojinin aşırı kullanımı bazı olumsuz sonuçlar da doğurabiliyor, mesela sosyal medya ve mesajlaşma uygulamalarında geçirdiğimiz uzun süreler yüz yüze iletişimi zayıflatıyor, arkadaşlarımızla ve ailemizle olan bağlarımızı koparabiliyor. Evde birlikte geçirilen zaman yerini ekran başında geçirilen zamana bırakıyor; bu durum bireylerin sosyal becerilerinin gelişmesini engelleyebilir, gerçek hayattan kopmalarına yol açabilir. Ayrıca, teknolojik araçlar sayesinde her işin kolaylıkla yapılması insanlarda tembellik ve bağımlılık duygusunu besler. Okulda verilen ödevleri internetten hazır bulup, düşünmeden kopyalamak, kendi yaratıcılığımızı kullanmamızı engeller. Dolayısıyla bireyin problem çözme yeteneğini zayıflatabilir. Zamanla bu durum kişinin düşünme ve analiz yeteneğinin azalmasına neden olur, çünkü bilgiye hemen ulaşmak onu anlamadan tüketmek gibi bir alışkanlık oluşturur.
Bunun yanında teknolojinin doğru kullanılması durumunda, hayatımıza çok olumlu katkılar sağlanır; örneğin; dijital eğitim araçları ile öğrenme süreci daha eğlenceli ve verimli hale gelir. Öğretmen ve aileler, teknolojiyi dengeli kullanmamız için bize rehberlik ederse, bu araçların olumsuz etkileri de minimize edilebilir. Doğru kullanıldığında teknoloji, hem bilgiye ulaşmada hem de sosyal ilişkilerde bizi ileri götürebilir; bu yüzden teknolojiye tamamen karşı çıkmak yerine, bilinçli ve ölçülü kullanmalıyız. Mesela hafta sonları ailemle birlikte geçirdiğim zamanlarda aklımı dağıtan internet yerine dışarıda doğayla iç içe olmak çok daha faydalı oluyor. Mesela ormn yürüyüşü yapmak ruhumu dinlendiriyor. Doğa ile iç içe olduğumda telefon ekranına bakarak kaybettiğim zamanı fark ediyorum ve teknolojiyi daha dikkatli kullanmam gerektiğini anlıyorum.
Sonuç olarak teknoloji, bireyin yaşam kalitesini yükselten, öğrenme süreçlerine katkı sağlayan bir araç olmasının yanında aşırı kullanıldığında medeniyetten uzaklaştıran olumsuz etkilere de sahip. Bizim yapmamız gereken bu dengeyi sağlamak ve teknolojiyi doğru yönde kullanarak medeniyetimizin gelişimine katkıda bulunmaktır. Eğer teknolojiyi bilinçsizce kullanırsak, hem sosyal hem de zihinsel olarak gerileme yaşayabiliriz. Bu yüzden ekran süremizi kontrol etmeli ve teknolojiyi bir amaç değil bir araç olarak görmeliyiz.