Özgürlük; herhangi bir koşulla sınırlanmama, zorlamaya, kısıtlamaya bağlı olmaksızın düşünme ve davranma durumudur. Peki bu konuyu teknolojiyle bağdaştırdığımız zaman eğer teknoloji sosyal medya aracılığı ile bizi sürekli izliyorsa gerçekten özgür müyüz? Aslında yaşamımızın çoğu yerinde özgür değiliz. Teknoloji ise bunu daha da ileri bir seviyeye taşıyor.
Son yıllarda teknolojinin gelişmesi ile birlikte insanların teknolojiye olan bağımlılıkları hatta ve hatta gereksinimleri de artmıştır. Filmlere bile konu olan yapay zeka teknolojisi ile ilgili bazı insanların çeşitli korkuları bile var. Bu korkular yapay zekanın dünyayı ele geçireceği yönünde. Filmlerin çoğu kurgusal olsa da çok da yanlış sayılmazlar. Çünkü teknoloji aslında doğru bir amaç için kullanıldığına çok büyük bir avantaj hatta o toplumun ilerleyebilmesi için de bir sürü kapı açmakta ancak kullanma sebebi farklı olduğuna bağımlılık da yapmıyor değil.
Bu bağımlılık kendi elimizle özgürlüğümüzü sanal ortama teslim ediyor ve bizleri ailemizden, yaşamamız gereken hayattan, mutluluktan, çevremizden soyutluyor. Hatta bu bağımlılık çok büyük bir zaman kaybı. İnsanların çoğu telefonlarını ya da bilgisayarlarını çoğu zaman kafa dağıtmak için kullanıyorlar fakat o ekranın bizleri nasıl uyuşturduğunun farkına bile varamıyorlar. Bu da teknolojinin bizi esir tuttuğunun ve özgür olmadığımızın başka bir kanıtıdır.
Aslında birçok ebevynin korktuğu şey ise çocuklarının siber suç adı verilen suçlardan herhangi birine uğramasıdır. Siber suç, bir bilişim sisteminin güvenliğini ve buna bağlı verileri veya kullanıcısını hedef alan ve bilişim sistemi kullanılarak işlenen suçlardır. Siber suçu diğer suçlardan ayıran özelliği bir bilişim sistemi olmadan işlenememesidir.
Peki hedef alınan kitle yalnızca çocuklar mı? Aslında ağırlıklı olarak çocuklar hedef olmakla birlikte yetişkinler de bilinçsiz internet kullanımı ile siber suçlardan nasibini alıyor. Bilgisayarlarımızdan veya akıllı telefonlardan yanlış girilen bir site tüm yaşantımızı kontrol altına alabiliyor. Telefonların ve bilgisayarların ekranları kapatılmadığı süre zarfında evdeki ortamlarımız kayıt altına alınabiliyor. Ya da kendimize özel çektiğimiz fotoğraflarımız sosyal medyada paylaşmasak da casus yazılımlar ile birlikte çok kolay bir şekilde deşifre olabiliyor. Durum böyle iken ne kadar özgür olabiliriz ki?
Tabii ki bilinçli internet ve sosyal medya kullanıcısı olarak. internetin ve sosyal medyanın bizi esir almasına izin vermek yerine ihtiyacımız olan anlarda, ihtiyacımız olan konularla ilgili sosyal medyayı kullanmak, zaman planlamasını yapmak, istediğimiz kadar değil ihtiyacımız olan sürede kullanmak, sosyal medya ve internet dışında ailemizle zaman geçirmeye çalışmak, kitap okumayı arttırmak ve bu sayede ufkumuzu genişletmek ve sınırlarımızı kaldırmak, günlük rutin işlerimizin listesini yapmak ve bunları uygulamak daha az internete girmemize yardımcı olur ve teknolojinin sosyal medya yoluyla özgürlüğümüzü kısıtlamasını engeller. Çünkü insan oğlu sınırlarının olmadığı yerde özgürdür.