Her geçen gün artan dünya nüfusu beraberinde açlığı da getiriyor. Neredeyse 1000 yıl önce insanlar bu soruna bir çözüm olsun diye bitkilerin genlerinde çeşitli değişiklikler yapmaya başlamışlar. Bu çalışmalar günümüzde biyoteknoloji adı altında büyüyerek tüm dünyaya yayıldı. Peki bu teknoloji insanlık için yararlı mı zararlı mı ?
Bu yıl 111.993.773 kişi dünyaya geldi ve her geçen saniye de gelmeye
devam etmektedir. Bu demek oluyor ki gıda stoğumuz sürekli azalıyor. Tam
da bu noktada hem gelecek nesillere hem de şu anda yaşayan insanlara yiyecek
yetiştirebilmek için biyoteknologlar belli başlı gıdaların genlerinde değişiklik
yapmıştır.
Örneğin pirinç: Pirinç, gıdalardaki kalorinin (kalori, vücudumuza gerekli olan ısıyı ve enerjiyi sağlar) %30’unu sağlıyor. Yani pirinç bizler için ama özellikle de yoksul ülkeler için önemli sahip bir
besin. Araştırmacı Ajay Garg, Cornell Üniversitesi’nde pirinç genine bir bakteri ekleyerek pirincin kuraklık, tuz ve soğuk gibi daha önce alışık olmadığı şartlara uyum sağlamasını destekliyor. Böylece pirinç sadece sulak bölgelerde yetişmek zorunda olmadığı için hem üretimi hem de tüketimi kolaylaşıyor. Çok nadir görülse de Amerika ve Avrupa’da pirince alerjisi olan insanlar bulunabiliyor. Fakat bu alerjinin sebebi ‘’pirincin genleriyle oynanması mı yoksa bu çalışmalardan önce de görülen bir rahatsızlık mıydı?’’ sorusunun cevabı meçhul.
Bir diğer önemli besin olan buğdaya gelecek olursak… Buğday çok uzun yıllardır genleriyle oynanan bir bitki. Bu durumun olumlu sonuçlar verdiği zamanlar da var elbette fakat sebep olduğu olumsuzluklar buğdayın iyi taraflarını kapatmaya başladı.Son yıllarda çoğalarak kendini daha fazla göstermeye başlayan’’ Çölyak’’ hastalığı, GDO’lu (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) buğdayların yol açtığı bir alerjidir. Bu rahatsızlıkta bireylerin buğday ve buğday içeren hiç bir gıdayı tüketmemesi gerekir. Aksi halde kişide önce bağırsaklarda bozulma, mide ağrısı sonra da gluten (buğdayın içinde bulunan ve çölyak hastalarının tüketmemesi gereken asıl madde) koması meydana gelmektedir. GDO’lu buğdaylarda görülen avantajlar olarak da üretiminin hızlanması ve tek hasatta daha fazla ürün alınmasını sunabiliriz. Bu da o ülkenin ticaretini yani ekonomisini gayet olumlu yönde etkiler.
En çok bilinen bu iki bitkinin yanında bir de elma vardır. Biyoteknologlar elmanın ’’Ateş Yanığı’’(özellikle bahar aylarında, elma veya armut ağaçlarında görülür. İlk önce çiçeklere bulaşır oradan yaprak ve dallara oradan da ana gövdeye geçerek ağacı kurutur. Bu ismi alma sebebi ise ateş yanığı geçiren ağaçların görüntüsüdür) bakterisine karşı direnç kazanması için elmaya bir gen aktarırlar. Bu sayede çiftçiler her yıl on milyonlarca dolar harcamaktan kurtulmuş olur. Aynı zamanda araştırmacılar çocukları, çocuk zatürresine karşı koruyacak bir aşıyı da elmaya aktararak bu hastalığın önüne geçmiş olur.
(2002 Mayıs) Michigan Eyalet Üniversitesi’nde bir bitki biyokimyageri olan DellaPenna, Gen aktarımlı gıdaların tarım ve sağlık alanında yaşanacak bir sonraki ilerleme dalgasında etkili olacağını savunurken onun muhalifleri gen aktarımı yapılmış gıdaların, etkileri tam olarak anlaşılmadan alelacele piyasaya sürülmesinden endişe duyuyor.
Uzun lafın kısası biyoteknoloji konusunda farklı görüşler bulunmakta. Hala tepki alan yanları olsa da bu teknolojiye insanlar artık alıştı. Birçok dezavantajının yanında avantajlarının sağladığı kolaylıklar sayesinde, insanlar olumsuz tarafları görmezden gelmeye başladı. Bu düşünce sisteminin nelere yol
açacağını şu anda kestiremiyoruz. İleride daha güçlü ve belki de daha güvenilir teknolojilerle tarım gerçekleştirebileceğiz. Umarım o günlere ulaşmadan yaptıklarımızın altında kalmayız.
Kaynakça;
Alerji İle Yaşam Derneği(https://www.alerjidernegi.org.tr/)
Worldometers(https://www.worldometers.info/tr/)
National Geopraphic
Demirel Kardeşler(https://demirelkardesler.com/blog/ates-yanikligindan-nasil-korunulur)
GDO’nun zaraları(https://www.google.com.tr/search?q=gdo+zararlar%C4%B1&sxsrf=ACYBGNTq7kokr5AlZ0SfjqiCQqKyXxf96Q:1571517024328&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=0ahUKEwiyhPmPlanlAhUXiVwKHWU1D8sQ_AUIESgB&biw=911&bih=434&dpr=1.5#imgrc=_)