Eminim hepimiz daha önce şuanda yaşadığımız konumdan tam tersi bir yerde hayat sürdürmeyi hayat etmişizdir.Eğer büyük bir şehirde yaşıyorsak , “Küçük bir kasabada yaşasaydım şuan büyük ihtimalle bu şehrin iğrenç gürültüsü yerine sessiz sakin bir şekilde balkonumda kitap okuyabilirdim.” ; eğer küçük bir şehirde yaşıyorsak , “Merkezi ve büyük bir şehirde yaşasaydım önümde çok daha fazla seçenek olurdu ve daha fazla özgür olurdum.” deme ihtimalimiz gerçekten çok yüksek.Çünkü biz insanoğlu ne yaparsak yapalım bizde olmayanın peşinden koşuyoruz.Elimizde olana şükretmek yerine diğeri elimizde olmadığı için şikayet ediyoruz. Şuan reşit olmadığım için nerede yaşayacağıma karar veremiyorum veya kafama göre yaşadığım bölgeyi değiştiremiyorum. Fakat bana “ Sen ilerde büyük bir şehirde mi yaşamak isterdin yoksa küçük bir şehirde mi?” sorusunu sorsanız cevap verebilirim
Açıkçası benim bu soruya cevabım birazcık karışık, çünkü kendimi gelecekte iki şehirde de farklı yaşlarda yaşarken görebiliyorum.Öncelikle iki seçeneğin de kendilerine göre çok güzel ve özel yanları var. “Şu seçenek daha iyi” ya da “ Hayır kesinlikle şöyle olan daha kötü” denemez. Her insan birbirinden farklı dolayısıyla bazı insanlar için belirli ortamlar uygun olmazken bir başkası için tam aradığı gelecek olabilir. Beni sorarsanız ben ikisini de uyabilecek yapıya sahibim. Benim yakın gelecekle alakalı en önemli hedeflerimden biri hazır gençliğim devam ediyorken onu sonuna kadar yaşamak. Bir gün yaşlandığımda ve geriye baktığımda , “ Keşke şunu deneseydim.” demek istemiyorum, doğrusuyla yanlışıyla en sonuna kadar yaşamak istiyorum gençliğimi. Çünkü biliyorum ki bir gün istesem de istemesem de elime tekrar gelmicek.Bu açıdan reşit olduktan sonra yaşayacağım şehir büyük bir şehir olsun istiyorum.İstediğim kadar gezeyim , farklı farklı insanlar göreyim ve önümde bir sürü seçeneğim olsun istiyorum. Ki böylece hayatı en iyi yolla öğreneyim. Bana kalırsa insanlar büyük şehirlerde hayatı daha kolay öğreniyorlar çünkü genelde koca bir şehirde tek bir başına oluyorlar.Bu yüzden de kendi sorunlarını bir noktada çözmek zorunda kalıyorlar.Gençken büyük bir şehirde yaşamın insana çok şey öğreteceğini düşünüyorum. Bence büyük şehir insanlara aslında hayatın nasıl olduğunu, insanları tanımayı ve kendi ayakları üzerinde durmayı öğretiyor. O yüzden yaklaşık bir 35 yaşıma kadar büyük bir şehirde yaşamak istiyorum . Ondan sonrası kendimi artık hayatını oturtmuş, çocukları olan ve maddi açıdan da yeterli biri olarak saydığımda bana küçük şehir fikri büyük şehirden daha cazip geliyor.Çünkü biliyorum ki küçük bir şehirde çocuk yetiştirmek orada çok daha anlamlı. Çocuklar doğayla çok daha iç içe büyüyorlar ve büyüdükleri sırada etrafında onları seven , kollayan bir çevre oluyor. Bunun sebebi de küçük kasabalarda herkesin birbirini tanıması ve bir arada olması.Bu özelliklerin dışında , yaşlandığımda da küçük bir şehirde olmak çok daha mantıklı diye düşünüyorum. Gürültüden uzak ve sadece sevdiğim insanlardan oluşan küçük bir bölge kesinlikle büyük şehirlere göre çok daha değerli benim için.
Ne kadar ikisinin de çok güzel yönleri olsa da , tekrar dediğim gibi, her şehir her insan için uygun olmayabilir. Önemli olan kendini en rahat hissettiğin ve mutlu olduğun şehiri bulabilmek