8 Mart sabahı uyandı. Güne her zamanki gibi başladı. Hazırlandı ve evden çıktı. Dışarıya çıktığında ilk başta tesadüf olduğunu düşündüğü bu durum gerçeği anlayınca onu korkuttu. Dışarıda hiç erkek yoktu. Simitçi kadındı, otobüs şoförü kadın, taksiciler kadın, herkes kadındı. Sonra bir yer aklına geldi. Her şeyi açıklayacak tek yer, ORALETÇİ!
Koşa koşa oraletçiye gittim. Oradakiler de kadındı. Hiç anlam veremedim çünkü kızlar oralet satacak beyinli değil, daha üstün zekalıdır. Bunun rüya gibi olup olmadığını test etmek aklıma geldi. Kendime bir iğne batırdım, rüya değilmiş… Sonra eve gelip oyun oynamak istedim. Orada en azından kız yoktu ama sadece ben vardım. Bunun üzerinde otuz iki gün oyun oynayarak düşündüm. Sonra dışarıda yürüyüş yapmak geldi aklıma. Dışarı çıkınca yine erkek yoktu. Daha sonra birine sordum: “Hanımefendi, tüm erkeklerin nerede olduğunu biliyor musunuz?” “Erkek ne be, yaratık.” dedi. Sonra nasıl olduğunu anlamadan, evrenimin değiştiğini anladım.
Her şey daha da korkunç bir hal aldı ama sonra düzelmeye başladı. Kadınların içindeki iyilik çok fazlaydı. Bundan dolayı beni dışlamadılar ve mutlu bir şekilde yaşadık.