‘Baylar, bayanlar aman dikkat sağlığınız için tükettiğiniz besinler çok önemli’ diye her gün televizyonlarda bas bas bağırılmasına rağmen hala tükettiğimiz hazır gıdaların ve aşırı şekerli yiyeceklerin sayısı azalmıyor. Kusursuz pazarlanmış cafcaflı paketlerdeki bu gıdalar karşısında maalesef gıda mühendislerinin ve diyetisyenlerinin eli kolu bağlı. Bunun sebebi reklamcılık sektörünün peynir ekmek gibi ürün satma stratejilerinin çığır aşmış olması. Kapitalist sistem sadece para harcatmıyor, sağlığımızı da harcıyor.
Günümüzde geçmişe nazaran daha çok sağlıklı beslenmeyle ilgili bilinçlendirilme yapılıyor ama neden hala sağlıksız abur cuburlar en çok satan ürünler içerisinde. Bunun sebebi, sizin masum sandığınız tatlı mı tatlı şeker. Şeker küçük yaştan itibaren kullanıldığında vücutta bağımlılık etkisi gösterir ve sizi şekere muhtaç bırakır. Yani şeker birçok uyuşturucu maddeyle aynı görevi görmekte sadece zararları daha fazla olmaktadır. Şeker kullanımı vücutta hantallaşmaya, beyin fonksiyonlarında yavaşlamaya, kalp hastalıklarının oluşmasına, kanser hücrelerinin oluşumuna ve hatta ölüme dahi sebep olabilir. Siz fazla şeker tüketmediğinizi düşünüyor olabilirsiniz belki ama yanılıyorsunuz. Yapılan araştırmalarda bir insanın tatlı yemediği bir günde bile en az 41 çay kaşığı şeker tükettiği gözlemlenmiş. Peki ya bu nasıl mümkün olabilir? Marketlerde gördüğümüz paketli ürünlerin %98′ inde bağımlılık yapması açısından şeker ilave edilmekte, bu da her markanın kullandığı stratejilerin başında gelir. Böylelikle ürününün insanlar tarafından beğenilmesi ve sürekli tüketilmesi sağlanır.
Özellikle diyet ürün olarak çıkarılan piyasa tümüyle kandırmacadan ibaret. Yağı azaltılmış gıdalara iki kat şekeri basarak insanlara kilo verdiklerini düşündürürken kilo almalarını sağlayarak daha fazla diyet ürün almalarına sebep oluyorlar. İnsanlar her ne ürünün faydasını göremeseler bile psikolojik olarak işe yarayacağını düşünürler ve işe yaramadığı zamanlar sorunun kendilerinde olduğunu sanarak psikolojik sıkıntılar çekerler.
Günümüzde dünya nüfusunun %30′ u, Amerika nüfusunun %40,4’ü obezite ile savaşıyor ve bunların bir kısmını çocuklar oluşturuyor. Bu oran her geçen yıl daha da artmakta, bu şekilde giderse toplumun yarısının obez olacağı ön görülmektedir.
Anneler, babalar dikkat! Çocuklarınızın yediklerinden ne kadar haberdarsınız? Her yerden ulaşabilecekleri sağlıksız gıdalar çocuklarınıza bu kadar yakınken onları nasıl koruyabileceksiniz? Sağlıklı atıştırmalıkları hayatlarına sokmakla başlayabilirsiniz, daha küçük yaşta alacağı yemek alışkanlıkları ömür boyu devam edecektir muhakkak. Eğer çocuğunuz hiç yapay şeker yememişse bir yaştan sonra yemek de istemeyebilir. Yani hurma, keçiboynuzu, kuru meyveler gibi daha lezzetli ve doğal yiyecekleri çocukların abur cuburları yapın.
Son bir aydır ben de artık bütün paketlenmiş market ürünlerini ve şekeri hayatımdan çıkardım. Zannedilenin aksine çok da kolay oldu benim için, hatta iştah problemimi de bu sayede çözdüğüm için çok daha rahat oldu. Marketlerden son kullanma tarihleri sonsuza giden ürünler almak yerine organik pazarlardan, kasaptan veya fırınlardan alışverişinizi yapabilirsiniz, bu sizin ve aileniz için en sağlıklısı olacaktır. Ben genelde üç öğünümde de evde pişmiş ev yemeği yemeye özen gösteriyorum, okulda da evden kendi götürdüklerimi yemeyi tercih ediyorum.
Siz de evinize aldığınız gıdalara özen göstererek kendinizin ve ailenizin sağlığını koruyabilirsiniz.