Tatlı Babaannemin Tatlı Çiftliği

Haftalardır hayalini kurduğum okulun verdiği stresten bir nebze uzak durmak ve doğanın kollarına koşmak istedim.  Bu sebeple yola çıkıp, babaannemin çiftliğine doğru ilerledim. Babaannemi aylardır görmüyordum. Bu yüzden giderkenki heyecanım muazzam derecede fazlaydı.Yol boyunca yeşil tepeler, sararmış tarlalar ve masmavi gökyüzü arasında geçen manzara, şehir stresini üzerimden atmama yardımcı oldu.

Babaannemin çiftliği, sakin bir köyde yer alıyordu. Çiftlik kapısından içeri girdiğimde, beni hoş bir bahar rüzgarı ve kuş cıvıltıları karşıladı. İlk dikkatimi çeken şey, çiçeklerle süslü bahçesiydi. Renkli laleler, nergisler ve papatyalar arasında dolaşırken, doğanın güzellikleriyle baş başa kalmış hissettim.

Çiftliğin ortasında, sağlıklı ve cıvıl cıvıl hayvanlar dolaşıyordu. İnekler, tavuklar, ördekler ve hatta birkaç tavşan… Hepsi bir arada, çiftliğin canlı ve enerjik atmosferini oluşturuyordu. Sürekli Babaannem, bahçede çalışan işçilere yönlendirmeler yaparken, ben de ona yardım etmek için bir miktar görev üstlendim.

Öğleden sonra, babaannemle birlikte bahçeden topladığımız taze sebzelerle yemek yapmaya karar verdik. Organik domatesler, salatalıklar, biberler ve taze baharatlar kullanarak, sofraya doğrudan çiftlikten taze ürünlerle hazırladığımız bir öğle yemeği sunduk. Yemek masasında otururken, doğadan gelen taptaze havayı içimize çekerek, şehir yaşamının hızından uzaklaştık.

Akşam yaklaştığında, babaannemin çiftliği etrafında yürüyüşe çıktık. Güneşin batışı, gökyüzünü muazzam renklere boyayarak, manzarayı büyüleyici kıldı. Kuş sesleri ve rüzgarın hafif esintisi eşliğinde, çiftlikte geçen huzurlu günü şükranla tamamladık.

Gecenin ilerleyen saatlerinde, çiftlikteki eski sedir evinde dinlenmek üzere hazırlandık. Rustik dekorasyon ve sıcak bir atmosfer, geceyi daha da özel kıldı. Yatağa uzanırken, babaannemin çiftliği ziyaretimde yaşadığım huzur dolu anları düşündüm ve doğanın güzellikleri içinde geçen bu güzel günün etkisiyle huzurlu bir şekilde uykuya dalıp, sabahın güneşiyle birlikte yeni bir günü karşılamak için sabırsızlandım.

Ertesi sabah, doğanın uyanışına tanık olmak için erken kalktık. Kuşların melodik şarkıları, çiftlikteki hayvanların uykulu sesleriyle birleşerek günün başlangıcını müjdeledi. Sabahın tazeliğiyle doldurduğumuz ciğerlerimiz, güne enerjik bir başlangıç yapmamıza yardımcı oldu.

Babaannemle birlikte kahvaltı hazırlığına geçtik. Masanın üzerinde, çiftlikten topladığımız taze yumurtalar, ev yapımı reçeller ve doğal süt ile yapılmış peynirler vardı. Ahşap masanın etrafında oturarak, çiftlikte yetişen ürünlerle dolu kahvaltımızı yaptık. Konuşmalarımız, aile büyüklerinden geçmişe dair hatıraları ve çiftlik yaşamının güzelliklerini paylaşarak geçti.

Gün boyunca, çiftlikte çeşitli görevlere katıldık. Bahçe bakımı, hayvanların beslenmesi ve çeşitli işlerle meşgul olduk. Babaannemin bilgelik dolu öğütleriyle, doğaya ve toprağa olan bağımız daha da güçlendi. Bu sade yaşam tarzının, insanın ruhunu ve bedenini nasıl olumlu yönde etkilediğini bir kez daha deneyimlemiş oldum.

Öğle vakti geldiğinde, çiftlikte piknik yapmaya karar verdik. Bahçedeki göl kenarında serdiğimiz örtü üzerinde, yine çiftlik ürünlerinden oluşan bir ziyafet çektik. Kuğuların yüzdüğü göldeki suyun huzurlu sesi, etrafımızdaki ağaçların gölgesinde, keyif dolu bir öğle geçirmemize yardımcı oldu.

Benim tatilim bitmese de babamların sadece tek izinli olduğu hafta sonu gittiğimizden dönmek zorundaydık.Babaannemin çiftliğinden ayrılırken, doğanın kucaklayıcı atmosferini ve aile bağlarının gücünü yanımda taşıyarak, şehre dönmek üzere yola çıktım. Bu ziyaret, basit ve doğal yaşamın içindeki güzellikleri, sevgiyi ve huzuru bir araya getirerek, benim için unutulmaz bir deneyim oldu. Babaannemin çiftliği, sadece bir mekan değil, aynı zamanda ruhu dinlendiren, içsel bir yolculuk oldu.

(Visited 7 times, 1 visits today)