İlk başta yola çıkmamızla başladı. Yol çok uzun sürmedi otele gelince odamız hazır olmasını bekledik. Odamız hazır olmadan önce oyun alanına gittik. Orda oyun oynadıktan sonra pamuk şeker alıp odamıza çıktık. Kardeşim ve ben çok heyecanlıydık ama bir sorunumuz vardı. Annem odamızı beğenmedi. O yüzden farklı bir odaya geçtik. Geçtiğimizde hemen hazırlanıp kayak malzemelerini giyip hızlıca kayak yapmaya gittik. Sonra babam öğretmen tutalım mı dedi? Hayır dedim, kardeşimde hayır dedi. Ondan sonra babam kardeşime bir daha sordu: Bu sefer kardeşim evet dedi. Ondan sonra biz babamla en yüksek tepeye çıktık. Ben ilk başta çok korktum. Ondan sonra babam bana hatırlattı ve artık korkmuyordum.
İkinci gün kahvaltımızı yapıp hemen kayak kaymak için odaya çıktık, kıyafetlerimizi giyip kayak alanına gidip kayaklarımızı taktık. Girdiğimiz anda herkesin ayakları kırıldı neredeyse… 10 kişinin ayağı kırıldı. Biz de çok korktuk. En yüksek tepe çok hızlandırıyordu. Çok ama çok yüksek… Neyse ki bir şey olmadı.
Üçüncü gün çok korkutucu bir şey oldu. Yine en yüksek tepeye çıkarken teleferiğe bindik. Babamla ikimiz birden düştük. Babam da benim üstüme düştü. Elim çok ama çok acıdı. Bunu babama belli etmedim. Kayakta çıkınca bir mini kulüp gördük ve oraya gittik. Orada kurabiye yaptık. Kurabiyeyi yapınca annem bizi çağırdı ve tam gidecektik ki annemi ikna ettim. Kurabiyeleri aldık. Yarısını kardeşim taşıdı, yarısını da ben taşıdım.
Odaya gelince annem bizi direk banyoya soktu. Ondan sonra televizyon izledikten. Sonra valizlerimizi yerleştirdik ama valizleri düzeltmemiz çok ama çok uzu sürdü. Ondan sonra çantamı düzelttik ve kitap okuyup uyuduk.Kitap okumak benim için vazgeçilmez bir eylemdi.