Dürüst olmak gerekirse, şu an itibariyle biri bana tarih kokan kültürel bir tatile mi yoksa güney sahillerinde bir tatile mi gitmek istediğimi sorarsa, kesinlikle “tatil” kelimesinin kendisine odaklanırım. Gerçekten nasıl bir tatil olduğu umurumda değil yeter ki bir tatil yapabileyim. Aklımı okuldan ve diğer sorumluluklardan uzaklaştıracak bir kaçamak şu anda harika olurdu.
Bu çok zor olan soruda yer alan iki konudan biri arasında varsayımsal olarak bir seçim yapmam gerekirse, hâlihazırda muhtemelen kültür ve tarih tatili yerine güney sahillerini kapsayan bir tatili seçerdim. Tarih ve bilgi birikimi olan bir gezinin ki birkaç yıl önce Hollanda’da böyle bir deneyim yaşamıştım, harika olacağına inansam da, bu bilgi ve deneyimi başkalarından öğrenmek ve paylaşmak mümkündür. Ayrıca yeniden yapmayı da çok isterim elbette. Ancak, tarihi ve kültürel turlar çok fazla planlama gerektirir. Örneğin, önce şehrin merkezinde yer alan otelleri bulmak gerekiyor. Bulduktan sonra bu otellerin konaklamak için iyi yerler olup olmadığını kontrol etmelisiniz. Bunu yapmak için ise, bunlar hakkında çok sayıda yorum okumak ve araştırma yapmak icap etmektedir. Bu bölümü hallettiniz diyelim, bir sonraki aşamada önce ziyaret etmek istediğiniz yerlerle ilgili bir program yapmanız gerekecektir. Müzelerin, antik yapıların, ören yerlerinin vs. hangi saatlerde açık, hangi saatlerde daha yoğun olduğunu kontrol etmeniz gerekiyor. Bu da çok detaylı bir inceleme gerektirir. Sonrasında gezeceğiniz yerlerdeki rotanın kolay olup olmadığını, buralar birbirine yakın mı uzak mı, ulaşımı nasıl sağlanacak ve benzeri gibi konuları öğrenmelisiniz. Liste bu şekilde devam ediyor. Daha da önemlisi, tarih ve kültür temelli turlarda her zaman hareketli olmanız gerekiyor ki bu şu an için beni hiç cezbeden bir şey değil.
Hâlbuki diğer tatil seçeneği an itibariyle gerçekten bana daha çok cazip geliyor zira her yönüyle planlaması kolay. Bir kere gideceğim otel zaten belli. Yapmam gereken tek şey otelde rezervasyon yapmak sonra ver elini tatil. Nerede ne yiyeceğimi düşünmeden, ulaşım sorunu yaşamadan, bütün gün hiçbir şey yapmadan kumsalda uzanabilmek, kumsaldaki esintiyi hissetmek, istediğin zaman uyumak ve kalkmak, nice zamandır okuyamadığın kitapları okumak, tabiatla iç içe olmak harika. Bu tarz bir tatilde hiçbir şey için endişelenme gerek yok. Zannedersem, hareketli ve çok gezmeli bir tatil yerine daha rahat ve sakin bir tatil seçeneğini tercih etmemin sebebi yaşamakta olduğum günlük rutinimden kaynaklanıyor. Bu rutin, yani haftanın altı günü evden okula, okuldan eve gidip gelmek, içinde bulunduğum ruh halini etkiliyor. Günün sonunda kendimi o kadar yorgun hissediyorum ki, sadece sakinleşip dinlenebileceğim bir yer aramaya başlıyorum. Gerçi arada bir arkadaşlarımla takılıyor, tiyatro ve konserlere de gidiyorum ama yine de sanki hep aynı şeyleri yapıyormuşum gibi geliyor bana. Bu yüzden, özellikle bu dönem için konuşuyorum; detaylı düşünmemi ve hareketli olmamı gerektirmeyen bir tatilin bana daha iyi geleceğini düşündüğüm için rahatlayabileceğim sahil tatilini seçtim.