İnsanlık tarihindeki en önemli gelişmelerden biri yerleşik hayata geçiştir. Çünkü bu zamana kadar biz insanoğlu; avcılıkla uğraşan, bulunduğu yerin kaynakları bitince göç eden, kısaca toplayıcılık yapan bir varlıktı. Bu yaşam şeklinden sonra yerleşik hayata geçerek doğayı ehlileştirmeye çalıştık. Bunun sonucunda tarımı icat ettik. Fakat artan nüfustan dolayı tarım sektörüne olan ihtiyaç arttı. Ancak doğa insanoğluna artık yetişemiyordu. Ta ki 18. yüzyıldaki Sanayi Devrimine kadar. Sanayi Devrimi sayesinde bir çok sektör gibi tarım sektöründe de teknolojik alanda patlama yaşandı. Bunun sonucunda üretim hızlandı ve yiyeceğe olan ihtiyaca yetmeye başladı. Peki, o zaman aklımıza şu soru geliyor:
Tarım sektörü teknolojiye neden bu kadar ihtiyaç duyuyor?
Aslında bu sorunun cevabı insanoğlunun içinde yatıyor. Hatırlarsanız eğer yukarıda şöyle bir söz vardı:
” …bulunduğu yerin kaynakları bitince göç eden, kısaca toplayıcılık yapan bir varlıktı ” işte bu söz her şeyi açıklıyor aslında. Doğa artık bize yetişemediği için insanoğlu teknolojiyi kullanmaya karar verdi. Peki gelelim asıl soruya:
Teknolojiyi tarımda kullanmak avantajlı mı yoksa değil mi?
Aslında bu konu bilim camiasında uzun süredir tartışılıyor. Bir sürü hipotez ortaya atıldı ve atılmaya devam ediyor. Peki teknolojinin tarıma kattığı avantaj ve dezavantaj nedir? Gelin biz de tarafsız bir şekilde bu soruyu cevaplayalım.
Teknolojinin tarıma kattığı avantajları:
- Akıllı sulama sistemleri:
Bu sistem sayesinde bitkiler yeterli ve düzenli miktarda su alabilmekte, bunun sonucunda verim artmıştır.
- Sıcaklık takip ve uyarı sistemleri:
Bu sistem sayesinde çiftçi değişken hava koşullarında uyarılır.
- Hastalıklara karşı erken önlem ve uyarı sistemleri:
Bu sistem sayesinde bitkiler üzerinde gelişebilecek hastalık durumları çiftçiye iletilir ve önlem alması sağlanır.
- GDO( Genetiği Değiştirilmiş Organizma):
Geldik en önemli meseleye. Bilim camiası en çok GDO’ nun insan sağlığı üzerine tartışıyor. Peki GDO nedir?
GDO(Genetiği Değiştirilmiş Organizma) adından da anlaşılacağı üzere insan aracılığıyla laboratuvar ortamında bir canlının kontrollü bir biçimde genetiğiyle oynanarak mutasyona uğratılmasıdır kısaca. Kulağa pek hoş gelmese de yararları da vardır.
- Ürünlerin besleyicilik değerini arttırır.
- Ürünlerin hastalıklara ve hava koşullarına dayanıklı hale getirir.
- Ürünün üretim miktarı artar.
- İstenilmeyen durumlarda daha kolay müdahale edilebilir.
- Böcek ilacı kullanımını azaltır.
Teknolojinin tarıma kattığı dezavantajları:
- Tarım sektöründe işsizlik arttı.
- Doğal ürünlerin sayısı azaldı yapay ürünlerin sayısı arttı.
- Yapay ürünlerin tüketilmesinden dolayı hastalıklar arttı.
- GDO ( Genetiği Değiştirilmiş Organizma):
GDO’ nun zararlı kısımları ise şöyle:
- Öldürücü alerjilere neden olur.
- GDO’ lu yemler, hayvanlarda antibiyotik direncini artırıp, antibiyotiklerin etkisini yok eder.
- GDO ekim tarlalarında kullanılan yabani ot ilaçları, memeliler için toksin etkisine neden olur.
- İnsanlarda hormonsal dengeyi bozar.
- GDO üretimi, böcek ve yabani bitki türlerine dayanıklılık kazandırır. Bu türler ekosisteme ve tarıma büyük zarar verir.
- GDO’lar tozlaşma yoluyla doğal türlere bulaşıp biyoçeşitliliği azaltır.
- Zehir salgılayan GDO’lar zehirlerini kökleriyle toprağa geçirirler. Bu zehir birikimi çevre için büyük tehlike taşır.
Sonuç olarak insanlığın doğayı kontrol etme arzusu yüzünden tarımda teknoloji benimsenmiş ancak teknolojiinin doğaya zarar verebileceği de ortaya çıkmıştır. Yani insanlık ipleri elime aldım zannederken aslında boynuna da o ipi sarmıştır.