Tarihin Gizli Kahramanı: İngiliz Kemal

Parlak ve yakışıklı bir öğrenci olan Ahmet Esad yurt dışında ki tanımadığı insanlara mektuplar gönderir, ve bu şekilde yabancı dilini geliştirmeye çalışırdı. Avrupa’dan sürekli mektup aldığı için ajan olduğu düşünüldüğü gerekçesiyle tutuklansa da tutulduğu yerden kurtulur ve İstanbul’daki bir İngiliz gemisine kaçak olarak biner. Gemi İngiltere’ye gidiyordur, günler süren yolculuk sırasında geminin mürettebatı tarafından fark edilir. Kaptan ona acır. Ahmet Esad’a oğlu gibi bakar ve ona babalık yapmaya başlar. Londra’da kaptanın ailesi ile yaşamaya başlayan Ahmet Esad İngilizceyi ana dili gibi öğrenir. Öğrenci iken profesyonel olarak boks yapmaya başlayan Ahmet İngiltere’de yerel bir ünlü olarak kabul edilir. Ortalama bir İngiliz’den daha iyi ingilizce konuşur. Hali ve hareketleri ile, onu bir İngiliz’den ayırt etmek çok güç hale gelir. Fransa başta olmak üzere diğer Avrupa ülkelerinde gezer, Fransızca ve İngilizce’nin yanı sıra İtalyanca ve Rumca’ya olan hakimiyeti, boks konusundaki şöhreti, dans ve adap konusundaki görgüsü küçükken sultaniden aldığı özellikleri her zaman imdadına yetişir. Birinci Dünya Savaşında zor durumda olan Osmanlı Devleti’ne dönmek ister. Şöyle aktarır o günlerdeki hissiyatını;

‘Yüreğimde duymadığım hisler uyandı, kanımın kaynadığını hissettim. İngiltere’de büyüdüm ama burası benim vatanım. Bu büyük mücadelede benim de bir yumruk katkım yok mu?’

1918’de İstanbul işgal edilince, İngilizlerin şehirdeki baskısı iyice artmıştı. İstanbul’da İttihatçılardan çetelik dersleri almaya başladı. Bu sırada İngilizler Osmanlı devletini küçük düşürmek için İstanbul’da boks maçları düzenliyor, ve Türk askeri olarak tanıttıkları çelimsiz askerlerde İngiliz askerleri dövüştürüyordu. Bu Ahmet Esad’ın dikkatini çekti ve oda bir yolunu bulup İngiliz ordu şampiyonuna karşı maça çıkmayı başardı. Yaptığı maçı kendisi şöyle anlatır;

‘Bobby denen herif benim bir buçuk mislimdi fena bir sağı vardı ama yavaştı, seyircinin gazına geldiği için bir an önce nakavt yapmak için haldır haldır tek yumruk sallıyordu. Ben de o yumruklardan kaçıp karnına doğru hücum ediyordum. Bir ara ringde ağzını bozdu. Ben de ona en kenar mahalle küfründen İngilizce giydirdim. Dangalak şaşırdı ve birinci rauntta patlak lastik gibi soluyordu. Midesine iki dirsek çenesine bir sağ kroşe çakınca suratıma nefretle baktı ve yere düştü. Ringden ayakta bile inemedi. Şampiyonu salla sırt götürdüler.’

Bu olaylardan sonra Ahmet Esad  İttihatçıları bir beladan kurtarmak için çabalamış ancak İngiliz istihbaratı tarafından tutuklanarak Beyoğlundaki bir hapishaneye atılmıştı. Pek çok işkenceye maruz kalan Ahmet Esad Bey firar teşebbüsünde bulunmuş, yabancı bir gemi ile yurt dışına kaçarken Çanakkale boğazında yakalanmış ve Çanakkale’deki Sahra Hapishanesine kapatılmış. Orada İngilizler için görev alan Hint Müslüman askerlerle yakın ilişkiye girer ve onların sempatisini kazanır. Onların güvenini manipüle ederek kısa zamanda dışarı çıkmayı başarır. Ahmet Esad bey kaçtıktan sonra Biga’ya sığınır ve buradaki Türkler tarafından ona özelliklerinden ötürü İngiliz Kemal adı verilir. Daha sonra bir zamanlar İngiliz işgalinde olan Iraktaki Kut’ül Amare’ye görev için gider. İngiliz generali Townsendden  gerekli bilgileri almak için İngiliz Subayı taklidi yapar ve onuda manipüle eder. Yunan ileri harekatı başlayınca Ankara’ya giden İngiliz Kemal burada Mustafa Kemal Paşa ile görüşür ve tabanca, Kur’an ve bayrağın üzerine elini koyarak sadakat yemini eder. Yeni görevi Yunan ordusu karargahına sızıp gerekli bilgileri toplamaktır. Yunanlılara kendini Amerikalı bir gazeteci olarak tanıtır ve görev sırasında paraya ihtiyaç olduğu için kumar oynar, hile yaparak kazandığı 45.000 Frank ile vatani görevine başlar.

Burada hayatı bonkör bir Amerikalı gibi geçmiş, kısa sürede gece hayatının aranan siması olmuş ve üst düzey yunan subayları ile de samimiyetini artırmıştı. Üst düzey yöneticilerin en gizli toplantılarına dahi katılmış ve aldığı bilgileri Antalya mutasarrafına aktarmıştı. Hayatı çok renkli geçiyordu, Yaptığı evliliklerin arasında Torohtin Virin isminde bir İngiliz artist bile vardı. Bir süre sonra ihbar sonucu Yunanlılar tarafından yakalansa da tutukluluk dönemi sırasında hiç bir şekilde Türkçe konuşmayarak, kimliğinin meçhul kalmasını sağladı. Hatta Yunan hakimler bile onun bir Amerikalı olduğuna kanaat getirdiler. Atina’da bir hapishaneye gönderilmişti ama onu burada da tutamadılar. El becerileri konusunda yetenekli biri olduğu için, kaçmayı başarmış ve zamanında İstanbul’da bir Rum’dan öğrendiği rivayet edilen yan kesiciliği sayesinde caddede boş boş dolaşan bir Yunanlıya çarparak cüzdanını çalmış ve Fransız şilepine kaçak olarak binip İzmir’e dönmüştür.

Ona son olarak Batı Trakya’da görev verilir ve orada Yunan ordusunun hizmetinde Ermeni general Antrenik’in karargahına sızmayı başarır ve çok değerli bilgileri Ankara’ya ulaştırır. Arabistanlı Lawrence’ıda alt ettiği söylenen Ahmet Esad Bey İstiklal Madalyası ile ödüllendirilir ve 14 Şubat 1966’da 79 yaşında derin izlenimler bıraktığı bu dünyadan sessizce ayrılır…

 

KAYNAK: youtube.com/ruhiçenetvideoları

wikipedia.tr/ingilizkemal,

 

(Visited 127 times, 1 visits today)