Sokaklarda yürürken ve ya yanından geçerken parmakla gösterdiğimiz, dikkatlice baktığımız, ince detaylarını incelediğimiz tarihi yapılar; son zamanlarda o kadar azaldılar ki. Ülkemizde, şehirlerde yappılan kentsel dönüşümler sonrasında bir çok tarihi yapı yıkıldı. Hatta bunun yanı sıra kötü niyetli insanlar tarafından bilinçli bir şekilde zarar gören, yakılan, yıkılan tarihi yapıların sayısı oldukça fazla. Şimdi konumuza dönersek; şehirler,eski tarihi binaları korumalı mı yoksa onları yıkıp yerlerine daha modern binalar mı inşa etmeli?
Öncelikle bir ülkenin tarihi yapıları o ülkenin değerleridir bana kalırsa. Bu değerleri kaybetmek ülkemiz için ne kadar olumlu sonuçlanır bilemiyorum. Evet; daha modern, daha şık yapılar çok güzel ama bir şehirin sembolüdür tarihi yapılar.
Fakat ülkemizde görebildiğimiz üzere yeni, modern yapılar yapacak yer kalmadı. Dağlar, tepeler bile yüksek binalarla kaplı. Yani tarihi yapıların yıkılması da aslında bazen bir zorunluluk haline gelebiliyor. Eğer daha güvenli ve konforlu bir dünya istiyosak modern evleri geliştirmeli ve çoğaltmalıyız ve bu da demek oluyor ki yeni yapıların inşa edilmesi için daha çok alana ihtiyacımız var. Şehirler, eski tarih kokan binalarını korumalı. Yani kısacası, artık yeni binalar, rezidanslar yapacak yer kalmadı. Dağlar bile binalarla dolmuş durumda. Bu yüzden kentsel dönüşüm diye bir şey ortaya atıldı ve müteaahhitler şimdi eski evleri daha modern hale getirmek için uğraşıyorlar. Evet güzel, daha modern, daha şık ve rahat evler; yalnız yakında bu tarihi yerlere sıra gelirse hiç şaşırmam.
Tarihi binalar, ne kadar ilkel gözükürse gözüksünler, hiçbir modern binanın sahip olamadığı yaşanmışlığı, geçmişin izlerini, bir zamanların anılarını, birilerinin yitip gitmiş yaşamlarını barındırmaları sebebiyle özeldir.
7 yıl önce yani 2014’de, internet üzerinden, herkesin ulaşabileceği bir anket yapılmıştı. Bu ankete binlerce insan katılmış ve çoğunluğun düşüncesi aynı olmuş. İnsanlar tarihi yapıların korunması yönünde oy kullanmışlar. Oy kullanan insanları yüzde seksen beşi tarihi yapıların korunmasını seçerken, bu insanların yüzde on beşi yeni, modern yapıların inşa edilmesi gerektiğini seçmiş.
Bunları değerlendirdiğim zaman gerçekten de bir çelişki meydana geliyor. Tarihi yapıların yıkılması geçmişimizi silmek gibi bir şey çünkü her biri aslında farklı hikayeleri yani geçmişi yansıtıyor ama modern binalar da günümüzde daha yararlı ve daha dayanıklı oluyor. Son söz olarak da şunu söyleyebiliriz ki; şehirler, eski tarih kokan binalarını korumalı. Lakin artık yeni binalar, rezidanslar yapacak yer kalmadı.