Tarihi mekânlarımızı korumak zorundayız en azından bu benim düşüncem peki neden mi? Bundan 50 yıl sonrasını düşünebiliyor musunuz? Biz en azından Efes Harabelerini veya Perili Bacaları biliyoruz.
Peki, bizden sonraki nesil? Onlar baba veya anne bizim topraklarımızda ne güzellikte tarihi eserler var bana tanıtır mısınız dediklerinde ne olacak. Onlara yıllar öncesinden kalan fotoğraflarımı göstereceğiz? Sahip olduğumuz tek maneviyat değerli şey telefon olacak. Hangimiz ister Sultan Ahmet Camii’nin yıkılmasını bizle bütünleşmiş bir tarihi eser. Sedefkâr Mehmet Ağa’nın yaptığını biliyor muydunuz peki Sultan Ahmet’i? Birçoğunuzun hayır dediğini duyar gibiyim aslında araştırmayı sevmeyen bir toplum olduğumuz için normal karşılarım. Mimar Sinan’ın sadece fikir sürerek yükselttiği bir projedir Sultan Ahmet Camii.
Şu anda bile tarihi eserlerimize zarar veriliyor ama biz bunun farkında değiliz. Tarihi eserleri yıkıp yerine alışveriş merkezleri veya sosyal tesis yapıyorlar. Örnek İstanbul’da Beyoğlu kaç kere denediler orayı sosyal tesise çevirmeyi örnek olarak Taksim. Taksim bir tarihi eser olarak kabul ediliyor ya da Beşiktaş’ta bulunan toplar İstanbul’un Fethi sırasında kullanılmıştır. O bile bizim için büyük bir değerdir. Her toplumun kendi dilidir aslında tarihi eserler. Kullandığımız tarihi eşyalardan eski madeni ve kâğıt paralara kadar. Sadece gelecek veya bize sağladığı değerlerinde dışında devletin köklü yapısına nasıl sağdık kaldığını ispatlar, toplumda kültür seviyesinin artmasını sağlar, milli bir şuur kazandırır, turistik ve ticari açıdan devlete fayda sağlar, devlet ve milletin kültürüne ne kadar bağlı olduğunu bir kez daha ispatlamış olur.
Son olarak herkes bireysel olarak kendi üzerine düşen vazifeyi yapmalıdır ve tarihi eserleri korumalıdır. Tarihi eser kaçakçılığına hırsızlığına karşı uyanık olmak ve bu gibi durumlarla karşılaştığımızda gerekli yerlere haber vermek vatani bir görevimizdir.
Kaynakça:http://www.sultanahmetcami.org/tarihce_h10.html
www.wikipedia.com