Tarihe Saygı

Tarihi binaların yıkılıp insanların yerine lüks evlerde oturmak için yeni binalar inşa etmesi mi, yoksa bu tarihi binaların yıkılmaması mı daha doğru olan? Sizce binalar yıllarca yaşayabileceğimiz kadar sağlam yapılsa yine de insanlar tarafından yıkılır mıydı?

Gelecek nesillerin tarih hakkında öğrenecekleri çok şey var çünkü geçmişte yaşayan insanların bize bıraktıklarını onlara objektif bir şekilde aktarmamız gerek ve tarihi öğrenmenin en güzel yolunun geçmişte yaşamış insanların bıraktıklarını somut olarak incelemek ve bu sayede çıkarım yapıp değerlendirmelerde bulunmak olduğunu düşünüyorum. Tarihi öğrenmek ve ona sahip çıkmak geleceğimize de daha doğru adımlar atmamızı sağlar. Bunu yapacaklar da gelecek nesiller ama tarihi binaları yıkarsak onların elinden bu fırsatı ne yazık ki almış oluruz.

 

Yaşadığımız evler yeterince sağlam yapılırsa – tabii bir de insanların ‘lüks’ evlerde yaşama ihtiyacı ortadan kalkarsa – onları yıkmamıza gerek kalmaz. Bu duruma İtalya’da yer alan Siena bölgesini örnek vermek istiyorum. Orada yer alan hiçbir tarihi bina çok ilginç ve güzel bir şekilde yıkılmamış, bırakın yıkılmayı o bölgeye yeni bir çivi bile çakılmamış. İnsanlar o evlerde, o bölgede hala aynı şekilde yaşamlarını sürdürüyorlar. Bunu başarmışlar. Yıllardan beri orada yapılan Palio adı verilen at yarışları hala bir gelenek halinde devam ediyor, kazanana verilen ödül bile aynı. Mahalleler aynı, kurallar aynı, alışkanlıklar aynı, gelenekler aynı. İnsanlar tarihlerine sahip çıkıyorlar, onu koruyorlar. Ne yazık ki bu durum hakkında çok az sayıda örnek verebiliriz. Bunu başarabilen çok az sayıda bölge ve yer var. Biliyor musunuz? Dünyanın ilk posta kutusu olarak kullanılan yeri hala bir postane. Bu tarihe gösterilen bir saygıdır.

Tarihi geri getiremeyiz, adı üstünde ‘tarih’. Geçmişte yaşanmış ve geçmişte kalmıştır. Biz sadece olayların nerede gerçekleştiğini, nasıl gerçekleştiğini, kiminle gerçekleştiğini olayların yaşandığı yerden çıkan kaynaklardan ve olayların yaşandığı yeri inceleyerek öğrenebiliriz. Bu durumda oraları yıkarak ciddi bir tarihi bilgi kaynağını yok etmiş oluyoruz. Tabii ki ben evlerimiz olanaklı ve yaşanılabilir olmasın, yıkık dökük evlerde yaşayalım demiyorum. Sadece ev yapılırken her 5 yılda bir yıkılıp tekrar yapılmasının ve tarihi eserlerin bu esnada insanlar tarafından yıkılıp zarar görmesinin çok saçma ve çok utanç verici olduğunu düşünüyorum. Çünkü daha önceden de dediğim gibi tarih tekrar geri getirilemez, yaşanamaz. Bu tarihi eserler olmadan o tarihi olaylar yok olur, unutulur.

Bizim önce bu durumun ciddiyetini kavramamız ve diğer insanlara aktarıp, onları bilgilendirip bu durumun önüne geçmemiz gerekiyor çünkü bu eserler, bu binalar, bu yapılar bizden öncekilerin ne yaşadığını ve nasıl yaşadığını öğrenerek çeşitli dersler çıkararak geleceğimiz ile ilgili alacağımız kararlar ve izleyeceğimiz yol açısından çok değerli şeyler. Bu değerleri kocaman müstakil evlerde tek başımıza oturmak istediğimiz için harcamamamız, yok etmememiz ve zarar vermememiz bencillik olur. Gelecekte bizim yaşadıklarımız tarih olacak ve insanlar bizim yaşadıklarımızı inceleyecek ve öğrenmeye çalışacaklar. Onlara yıktığımız asıl tarihi güzelliklerin yerine yaptığımız lüks evleri tarihi eser gibi sunmamalıyız.

 

(Visited 80 times, 1 visits today)