“Hey bakar mısınız?” Bu cümle. Aslında her şey bu klişe ve basit cümleyle başladı tüm hikaye. Pek de ilginç olmayan bir tanışma hikayesiydi bizimki. Fakat bu kadının tüm hayatımı baştan değiştirip beni yeni bir insan olarak yaratması aklımın ucundan bile geçmiyordu onunla tanıştığımızda. Şimdi bu hikayenin biraz daha gerisine dönmeliyiz aslında. Olanları net bir şekilde anlayabilmek için…
O gün arkadaşlarla ünlü eğlence merkezlerinden biri olan “Farda” isimli barda kaç aydır merakla beklediğimiz ünlü rap sanatçısının konserine gitme şansı bulmuştuk. Bileti bulması çok zor da olsa kara borsadan 2 katına almıştık bu kağıt parçasını. Fakat bu konsere gitmeye kesinlikle değerdi. İçeriye girip sanatçının çıkmasını heyecanla beklerken etrafı gözetlemeye başlamıştım. Arkadaşlarımın hepsi sevgilileriyle vakit geçirirken canım sıkıldığı için yapıyordum bu aktiviteyi. Ardından bizden yaklaşık 2 sıra önde alan bir kadın ilgimi epeyce çekmişti. Arkasından bakınca kısa sarı saçları ilgimi çekmişti. Saçları düz değildi ve hafif dalgalıya yakındı. Arkadan bir koyuna benziyordu aslına bakarsak. Fakat dalgalı saçlar her zaman daha çok ilgimi çekmişti düz saça göre. Düzgün yüzü ve hafif de büyük olan burnu beni etkilemişti. Burnu büyük ve düzgün olan birisini çok nadir görürdüm. Aslında tam da hayal ettiğim gibi biriydi. Keşke bu can sıkıntıma iyi gelseydi. Ama yanındaki erkek sevgilisi gibi gözüküyordu. Bu da beni geri adım atmaya yetecek bir nedendi.
Bir süre daha ona baktıktan sonra artık yavaş yavaş umudumu kesip telefonumla uğraşmaya başladım. Instagram’da arkadaşlarımın paylaştığı şeylere bakarken gözüme yeni bir gelişme ilişti. Sevgilisi sandığım erkeğin yanına uzunca boylu esmer bir kız gelmiş ve sarılıyorlardı. Ardından el ele tutuşup baktığım kızın yanından kalkıp gittiler. Adeta şok olmuştum. Aynı zamanda da aşırı mutlu olup içim umutla doldu. Hemen arkadaşlarımın yanından kalkıp onu daha yakından görebileceğim bir yer aramaya başladım. Bir süre boş boş dolaştıktan sonra sonunda onunla aynı sırada olan bir koltuk bulup oraya oturdum. Ve ona bir kez daha hayran kaldım. Yeşil gözleri ışıkta adeta bir deniz gibi parlıyor,düzgün ağzı onu daha da çekici birisi yapıyodu. Biraz baktıktan sonra o da beni sonunda fark etti. Uzun süre boyunca da bakışmaya devam ettik aralıklarla. Bu aktiviteden sıkılarak kalkıp yanına gitmeye karar verdim. Fakat tam giderken yanına tanımadığı bir erkek oturdu. Ben de önünden hızlıca geçip hava almaya çıktım. Biraz yürüdükten sonra ise arkamdan o meşhur seslenme cümlesi duyuldu. Yanıma gelip neden uzun süre beklediğimi kendisinin de cesaretini toplayıp anca geldiğini söyledi. Birlikte oranın bahçesine çıkıp sohbet etmeye başladık. Burdan sonra hikaye yavaş yavaş bulanıklaşmaya başlıyoruz. Ordan çıkıp sanırım farklı bir yere gittik. Fakat buralar çok ama çok silik benim için.
Saat sabah sekiz. Annemin yatağıma kahvaltımı getirmesiyle uyanıyorum. Bitmesini istemediğim bu hikayenin maalesef sonuna geliyoruz. Rüya da olsa size çok makul olan bir hayal gibi geliyor değil mi? Benim gibi doğuştan sağır ve geçirdiğim kazadan dolayı bacaklarınız felç değilse tabii. Yine de benim için değişiklik olmuştu. Basit ve eğlenceli bir rüyaydı sonuçta. İlerde gerçekleşmez belki ama dilemeye değer.