Evimdeydim. Koskoca 3 ay su gibi akıp gitmiş ve yaz tatili sonunda bitmişti. Marketlerdeki okula dönüş standları çoktan kurulmuştu. Bedenen burada olsam bile aklım ve kalbim tatilde kalmıştı. Kuzenlerim, anneannem, babaannem, dedelerim, dayım ve halalarım artık yanımda değildi. Yeni bir okul yılına başlamak için hiç motivasyonum yoktu. Seyahat dönüşü o kadar yorgundum ki hiçbir şey yapmamaya kararlıydım. Bir ara yerimden kalktım ve bavulumu boşaltmaya niyetlendim. İşte o anda içinde ders kitaplarımın olduğu el çantamın kaybolduğunu fark ettim.
Panik bedenimin her tarafını sarmıştı. Okulların açılmasına topu topuna 3 gün kalmıştı ve benim ne bir kalemim vardı ne de bir defterim. Elbette ki herhangi bir marketten kalem ve defter alabilirdim fakat geçen senenin müfredatı ile bu senenin müfredatı birlikte ilerlediği için çoğu öğretmenimiz geçen seneki notlarımıza ulaşmamızı kolaylaştırmak için iki yılın ders notlarını bir deftere sığdırmamızı istemişti. Bu da eğer bavulumu bulamazsam geçen sene her dersten yazdığım onlarca sayfa yazıyı 3 gün içinde yeni defterlere geçirmem gerektiği anlamına geliyordu. Ne mental olarak buna hazırdım ne de fiziksel olarak. Yaz tatilinin bitmiş olması beni zaten yeterince üzüyor ve geriyordu. Buna ek olarak on saatlik bir yoldan gelmiştim ve daha kıyafetlerimi dolabıma yerleştirmemiştim bile. Tüm bu düşüncelerimle boğuşurken içeriden annemin bağırdığını duydum. Koşarak salona gittiğimde çantası kaybolan tek kişinin ben olmadığımı gördüm. Annemin bakım çantası da ortalıkta görünmüyordu. Babamın söylediğine göre ya havaalanında kalmışlardı ya da uçak şirketi aktarma sırasında kaybetmişti. Uzun süreli bir tatile gittiğimiz için onca bavulun arasında iki tane el çantasının gözden kaçmış olması gayet olası görünüyordu fakat mantıklı olmayan birkaç şey vardı. Öncelikle herkes havaalanından ayrılırken her şeyinin tam olduğundan emindi. Ayrıca hiçbir yetkili bize unutulmuş bir çanta için ulaşmamıştı. Babam aktarmamızın gerçekleştiği havaalanını aradı ve uçuş numaramızı vererek kaybolan eşyaların arasında bu numaraya sahip iki adet çantaya bakılmasını istedi. Görevliler birkaç saat sonra bizi arayıp hiçbir şey bulamadıklarını söyledi. Saat geç olmuştu ve yapabileceğimiz hiçbir şey yoktu. Herkes morali bozuk bir şekilde yatağa gitti. Ertesi gün kaybolan eşyaları tamamlamak için alışverişe gidecektik.
Sabah erken bir saatte zilin çalınmasıyla uyandım. Benden başka kimse uyanmış gibi görünmüyordu. Kapıyı açmamla bizi havaalanından eve getiren taksiciyi gördüm. İki elinde de annemle benim kaybolan çantalarımızı tutuyordu. Koşarak annemle babamı uyandırdım. Meğersem yol yorgunluğuyla taksinin bagajında iki tane çanta unutmuşuz ve taksici bunu sonraki müşterisi söyleyene kadar fark etmemiş. Eder etmez de bize geri getirmiş. Annemle babam taksiciye teşekkür etti ve bu nazik hareketinden dolayı bir şeyler yemeye davet etti. O günden beri de taksici Hüseyin abi hepimizin çok sevdiği bir aile dostumuz oldu.