Taht Kavgası

Bu yazıyı okumadan önce “Bir Kötünün Doğuşu” ve “İhanet” adlı önceki bloglarımı okumanızı tavsiye ederim. Hikayeyi anlamanızda yardımcı olacaklardır.

Jonathan, yanındaki yaklaşık 20 muhafızla birlikte Troya gezegenine doğru gidiyordu. Jonathan, Kraliçe Fruga’nın yolladığı hologramlı mesajı dinliyordu ancak bunu yapması çok zordu. Çünkü, kendisi hayatında ilk defa uzayı görmüştü. Bu fırsatı değerlendirmek istiyordu.

Fruga:

-Babanı bu fikirden vazgeçirmeye çalıştım ama başaramadım. Ben de, onun haberi olmadan seni hayata geri getirmeye karar verdim. Ne yazık ki 2 hafta önceki Briotsan Savaşı’nda baban çok ağır yaralandı ve hayatını kaybetti. Onu ölümden kurtarmam için onun bedenini bulmam gerekiyor, ancak Briotsan Irkı babanın bedenini kaçırdılar. Senin hayatta olduğunu tek bilen kişi benim. Yeni kral, kuzenin Triorat olmak üzere. En çok güvendiğim muhafızları seni buraya getirmekle görevlendirdim. Yeni kral sen olmalısın, ancak bunu zor yolla yapmamız gerekecek.

Jonathan, Triorat isminde bir kuzeni olduğunu az önce öğrenmişti. Triorat, Jonathan’ı görünce pek sevinmeyecekti. Ancak Jonathan, tahta oturmaya kararlı gözüküyordu. Kendisi bir katil olabilirdi ama kendisi bunu istememişti. Polisler onu zorla bu hale sokmuşlardı.

Troya gezegeninin ıssız bir bölgesine iniş yaptılar. Törenin başlamasına 2 saatten az bir süre kalmıştı. Eğer töreni durduramazsa, bir daha asla kral olamayabilirdi. Yanında sadece 20 muhafız vardı. Kraliçenin dediğine göre Triorat’a ihanet etmeye gönüllü olan 120 muhafız vardı. Geri kalan 660 civarı muhafız, Kral Fritz’e asla ihanet etmeyeceklerdi. Fritz’in oğlu Jonathan’ı öldürdüğü haberi ise kısa sürede gezegende yayılmıştı. Bu yüzden, herhangi bir ordu savaşı mağlubiyetle sonuçlanabilirdi.

Tören vakti geldiğinde, 780 muhafız saraydan dışarı çıktı. Kuartra adlı bilge kişi, yeni krala o meşhur  Troya bilekliğini takarken, Kraliçeden bir ses duyuldu.

Fruga:

-Muhafızlar!

Aniden 120 muhafız, diğer muhafızlara saldırmaya başladı. Jonathan, planın bu olduğunu bilmiyordu ancak Kraliçe Fruga’nın bir planı var gibiydi. Triorat bu ihanet görünce Kraliçe Fruga’ya bir bıçak fırlattı. Bu bıçak havadayken alev aldı ve Fruga’yı tam kalbinden vurdu. Fruga şok içindeydi. Triorat’ın böyle bir hamle yapması aklından geçmemişti. Bunu gören Jonathan, müthiş bir çığlıkla Triorat’ın üstüne atladı. Aralarında mükemmel bir mücadele yaşanıyordu. Diğer yandan ise 120 muhafız, 660 muhafızla savaşmak zorundaydı.

Jonathan, elindeki kara enerjiyle Triorat’ı alıp ormana doğru fırlattı. Savaşı ormana taşımaya çalışıyordu. Ardından bir portal açarak kuzeninin yanına geldi. Fakat kuzeni ortalıkta yoktu. Ortalık o kadar sessizdi ki Jonathan, üzerine doğru gelen bıçağın sesini son anda duydu. Bu bıçaktan zıplayarak kaçmaya karar verdi ancak alevli bıçak onu ayağından vurdu. Jonathan, yere düştü. Triorat ise kuzeninin yanına indi.

 

Triorat:

-Kim olduğunu bilmiyorum ama sanırım Fritz’in oğlusun. Yani benim de kuzenim oluyorsun. Ancak küçük isyanınız burada sona erdi. Bu arada, annen için üzgünüm. Fruga Teyze’yi severdim.

Jonathan, elindeki enerjiyle alevin tüm vücuduna yayılmasını engellemeye çalışıyordu. Bir yandan da kuzeninden uzaklaşmaya çalışıyordu. Triorat son hamleyi yapmak üzereyken bir ses duydu. Üzerine doğru gelen bir kılıç vardı. Bu kılıcı eliyle tutmayı başardı ancak kılıç patlayarak onu geriye itti. Ardından etrafına kılıçlar düşmeye başladı. Ne olduğunu idrak edene kadar 15 tane kılıç düşmüştü bile. Sonrasında bu kılıçlar birbirleriyle kenetlenerek bir kinetik hapishane oluşturdular. Bu hapishaneden kaçmak imkansızdı. Jonathani, ayağa kalktı.

Jonathan:

-Aman Tanrım! Ucuz kurtuldum. Siz muhafızlar beklediğimden çok daha iyimişsiniz.

Jonathan, bir muhafıza işaret verdi. Hapishane kırılınca Jonathan anında kuzeninin kontrolünü elindeki kara enerjiyle sağladı. Triorat çığlıklar içerisindeydi.

Jonathan:

-Bu annem için!

Triorat’ı acımasızca ikiye ayırdı. Ardından, yanındaki 20 muhafızla birlikte saraya geri döndüler. Muhafızlar hala savaşıyordu. Savaşı durdurmak amaçlı Triorat’ın bedenini muhafızların önüne attı. Bu hareket, savaşı durdurmaya yetti.

Jonathan:

-Artık kralınız benim!

Jonathan, Kuartra’dan Troya bileziğini aldı ve bileğine taktı. Bu karardan herkes hoşnut değildi ancak yapacak başka bir şey yoktu. Jonathan, annesinin cenazesi için emir verdi. Triorat için ise bir cenaze falan olmayacaktı.

(Visited 107 times, 1 visits today)