Eğer bir tabloda hayali dünyamı görebilseydim, muhtemelen böyle olurdu:
Birincisi, dünyada hiç açlık ve su kıtlığı olmazdı. Herkes temel ihtiyaçlarını karşılayabilir ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilirdi. İkincisi, her yerdeki okulların öğretim müfredatı aynı olurdu. Çünkü bazı ülkelerde eğitim çok sıkı ve öğrencilerin birçoğu başarısız olurken, bazı ülkelerde sınav bile yapılmıyor ve başarı oranı çok daha yüksek oluyor. Eğitimde böyle bir denge sağlanmalıydı. Üçüncüsü, tüm düşmanlıklar ve düşman ülkeler ortadan kalkardı. İnsanlar arasında barış ve dayanışma hakim olurdu. Dördüncüsü, denizlerde atık toplama istasyonları kurulurdu. Bu istasyonlar atıkları otomatik olarak geri dönüşüm fabrikalarına yönlendirir ve denizleri temiz tutardı. Beşincisi, hiç kirli elektrik üretim fabrikası olmazdı. Enerji sadece temiz kaynaklardan örneğin; barajlardan, rüzgardan ve güneşten elde edilirdi. Altıncısı, dünya daha büyük olurdu. Böylece kaynaklar çok daha fazla olur ve kimse kaynak kıtlığı yaşamazdı. Yedincisi, hiç evsiz insan olmazdı. Herkesin başını sokabileceği bir evi olurdu. Sekizincisi, hırsızlık diye bir şey olmazdı. Bazı ülkelerde vatandaşlar birbirine o kadar güveniyor ki insanlar dükkanlarını kilitlemiyorlar bile. Benim hayalimdeki dünyada herkes birbirine güvenirdi ve eşyalarını gönül rahatlığıyla emanet edebilirdi. Dokuzuncusu, kaynaklar sınırsız olurdu. Böylece hiçbir kaynak savaşı yaşanmaz ve herkes ihtiyacını kolayca karşılayabilirdi. Onuncusu, ozon tabakası asla delinmezdi. Benzinli arabalar ve uçaklar çevreye zarar vermeden kullanılabilir, bu gazlar insan sağlığını da olumsuz etkilemezdi. On birincisi, terk edilmiş tüm binalar yıkılırdı. Bu binalardan çıkan enkaz parçaları ya yeni binaların yapımında kullanılır ya da dekoratif olarak değerlendirilirdi. Hiçbir malzeme israf edilmezdi. On ikincisi, her maddeden enerji tasarrufu sağlanırdı.
Böylece hem çevre korunur hem de kaynaklar daha verimli kullanılırdı.