Tabiatla İnsan Arasındaki Bağ

2022’de yapılmış bir araştırmanın sonucu bizlere gösteriyor ki doğada bulunmak, vakit geçirmek ve benzeri aktivitelerin hem ruh sağlığımıza iyi geliyor hem de mutluluk seviyemizi arttırıyor. Sanıyorum bu verileri yalanlayacak kişi sayısı çokta fazla değildir. Hemen hemen hepimiz yeşilliklerle dolmuş, benzersiz bitkilerin kokularıyla çevrelenmiş ve kuş sesleriyle harmanlanmış tabiatın içinde bırakın aktivite veya egzersiz yapmayı, boş boş oturup tadını çıkarmayı bile severiz. Ancak muhtemelen çoğumuz neden toprakla etkileşimde olmanın bizlere iyi geldiğini net bir şekilde açıklayamaz, çünkü bu ruhsal iyileşmenin altında basit duygulardan fazlası yatıyor. Çayınızı, kahvenizi alın; çünkü tabiatla insan arasındaki mükemmel bağı keşfetme yolculuğuna çıkıyoruz.

Yirmi birinci yüzyıl, insan hayatının belki de hiç olmadığı kadar hızlı akıp gittiği bir dönem. Eski yıllardaki gibi üç, dört hatta bazen daha fazla jenerasyonun neredeyse aynı tür hayatları yaşamasına karşılık; günümüzde insan yaşamı jenerasyonu geçtim, yıldan yıla bile değişiyor. Hobilerimiz, ilgi alanlarımız, güldüğümüz şeyler, günlük hayatımız. Hepsi inanılmaz hızlı bir şekilde değişiyor ve farklılaşıyor. Doğal olarak insanların bu süratli hayata adaptasyonu oldukça zorlaşıyor. Ancak aslında kendimizi neredeyse boğacak bu değişim dalgaların arasında kaybetmek yerine sakinleşip biraz yaşadığımız hayatın tadını çıkarmaya çalışmalı, biraz şehirlerin boğucu atmosferlerinden kurtulup tabiatın heybetli çocuklarına kendimizi bırakmalıyız. Çünkü bizleri biz yapan şeydir o toprağa adım atmak, o çiçekleri koklamak, o devasa ağaçların altında koşturmak. Hayatın asıl değerini anlamamızı sağlar bu aktiviteler. Ayrıca şehirlerin hızlı akan hayatlarına karşılık, sakin ve yavaş ilerleyen tabiatın dünyası bizlere biraz olsun sakinleşme ve zihnimizi temizleme şansı verir. Aslında araştırmada belirtilen “…ormanlık bir alanda vakit geçirmenin mutluluk hissini artırdığını belirtti.” argümanı da buradan gelmiştir. Sakinleşmiş ve temizlenmiş bir zihin, nereden geldiğini hatırlamış ve oradan güç almış bir beden. İkisinin birleşimi ise güçlü ve mutlu bir insanı doğurur.

Sonuç olarak, doğayla iç içe olmak ruhsal sağlığımızı güçlendirir, mutluluk seviyemizi artırır ve bize hayatın asıl değerini hatırlatır. Şehir yaşamının getirdiği koşturmacadan arınarak, tabiatın kucağında ruhumuzu dinlendirip yeniden doğmak, fikrimce hepimizin ihtiyacı olan bir deneyimdir. Bu yüzden doğaya zaman ayırmalı, günümüz toplumunun baskıcı yoğun hayatına kendimizi kaptırmamalı, sorumluluklarımız peşinde koşarken dinlenmeyi ve zihnimizi tazelemeyi bilmeli, doğayla içsel bir bağ kurmalı ve hayatın gerçek anlamını keşfetmeye adım atmalıyız.

(Visited 20 times, 1 visits today)