Otonom araçlar içerisinde bulundurdukları otomatik kontrol sistemleri sayesinde bir sürücüye ihtiyaç duymadan yolu, trafik akışını ve çevresini algılayarak sürücünün müdahalesi olmadan seyir halinde gidebilen otomobillerdir. Otonom araçlar radar, lidar, GPS, odometri, bilgisayar görüşü gibi teknolojiler ve teknikler kullanarak çevresindeki nesneleri algılayabilmektedir. Otonom araçların tarihine baktığımızda 1920-1930 yıllarında bazı göze çarpan sistemler otonom araçların müjdesini çoktan vermişlerdi. Kendi kendine seyir halinde gidebilen ilk modeller 1980’li yıllarda ortaya çıkmıştı. İlk araç 1984 yılında Carnegie Mellon Üniversitesi’nin gerçekleştirdiği navlab ve ALV projeleriyle gerçekleştirildi. Bu projeyi 1987 yılında Mercedes-Benz firmasının ve Bundeswehr Üniversitesi’nin ortaklaşa gerçekleştirdiği Eureka Prometheus projesi takip etti. Bu iki araçtan sonra, sayısız şirket çok sayıda otonom otomobil ürettiler ve bu otomobillerin bazıları günümüzde birkaç ülkede trafiğe çıkmış durumdalar. Ancak çoğu otomobil şirketi 2025 yılı ve sonrası için seri üretime geçmeyi düşünmektedir.
Ayrıca otonom araçların ekonomik,sosyal ve çevresel anlamda büyük değişimlere sebep olacağı da öngörülüyor. Örneğin; otonom araçlar gençlerin, yaşlıların veya fiziksel engellilerin kişisel seyahat etme özgürlüklerini eşit bir düzeye getirmede yardımcı olmaktadır. Günümüzde piyasada değer kazanmış araçlar göz önüne alındığında yaklaşık %30 gibi bir oranda araçların elektroniğe dayalı olduğunu görüyoruz ve bu oranın sektörün gelecekteki inovasyonları ile birlikte %80 dolaylarına çıkacağı tahmin ediliyor. Sürücüsüz araç teknoloji endüstrisi şu an için %16 oranında büyüyor. Bu büyümeyle sürücüsüz araç teknolojisi endüstrisinin 2025 yılında piyasada 900 milyar sterlinlik bir piyasa değerine ulaşması bekleniyor.
Otonom araçların otomatik pilot sürüşü, kısaca tekerleklerinde bulunan ultrasonik sensörlerin frenleyen veya park etmiş durumda olan araçların konumlarını tespit etmesiyle başlıyor ve bunun gibi çok çeşitli sensörlerden gelen verilerin merkezi bir bilgisayar sistemiyle analiz edilip direksiyon kontrolü, frenleme, hızlanma gibi olaylar gerçekleştiriliyor.
Otonom araçlara geçilmesinin bir diğer toplumsal faydası ise ; toplum ve yaşam standartları düzeyinde en büyük etkileri kaza sayılarında olan azalma, kolaylıkla birlikte gelen binek araç kullanımının artması ve toplu ulaşım merkezlerindeki kalabalıkların azalması gibi maddeler sıralanabilir. Bunlarla birlikte otonom araçların kullanımının artmasıyla birlikte yakıt tüketim miktarlarındaki artış, petrol ticaretindeki artıştan dolayı ülke ekonomilerinde yeni bir hareketliliğe sebep olacağı varsayılıyor.
Otonom araçları ilk olarak Koreliler kendi teknolojileriyle yapmayı planlıyor. 2024 yılında ilk araçlarını satışa sunmayı planlayan Koreliler bu iş için 2 milyar dolar gibi bir bütçeyi de çoktan ayırmış durumda.
Dünyadaki birçok otomobil firması otonom araçları için girişimlere başladı. Bunlardan bazıları ve yollara çıkması beklenen tarihler;
Tesla: 2018 yılında otonom araçları yollara çıkarmayı hedefliyor.
Google: 2020 yılında otonom araçlarını yollara çıkarmayı hedefliyor.
Toyota: 2020 yılında otonom araçlarını yollara çıkarmayı hedefliyor.
BMW: Gelecek yıl 40 tane otonom aracını Münih’te test etmeyi düşünen BMW iNext adlı projesiyle 2021 yılında otonom araçlarını yollara çıkarmayı düşünüyor.
Apple: Belirli bir tarihi yok ancak Project Titan adıyla Tesla ile yarışacak bir otonom otomobil yaptığı biliniyor.
Honda,Citroen,Audi gibi birçok marka da otonom araçlar için çalışmalarını hızlandırıyor ancak daha kesin bir tarih ve bilgi bulunmamaktadır.
http://www.endustri40.com/surucusuz-otonom-araclar/
http://www.cnnturk.com/teknoloji/otonom-araclar-uc-yil-sonra-hayatimizda
http://webrazzi.com/2016/12/12/surucusuz-otomobil-uzerine-calisan-20-sirket-hakkinda-bilmeniz-gereken-20-sey/