Yaz tatilinin başlamasına sadece bir gün kalmıştı.
Perşembe günü eşyalarımızı toparlamaya başlamıştık. Akşam çok heyecanlıydım, çünkü Cuma günü karnemi aldıktan sonra yola çıkacaktık. Gece yatağa girdiğim zaman heyecanımdan dolayı bir türlü uyuyamadım. Sabah erkenden uyandım ve hemen kahvaltımı ettikten sonra kıyafetlerimi giyip okula doğru yürümeye başladım. Karnemi aldım. İlkokulu bitirmiştim ve üç aylık tatilime başladım. Okul bittiği için mutluydum. Okul çıkışı annem ve babamın, valizlerimizle beni evin kapısında beklediklerini gördüm. Onlara ne olduğunu sorduğumda, bana önce Antalya’ya daha sonra da Ankara’dan, Amerika’ya NASA’ya gideceğimizi söylediler. Buna inanamadım, yaz tatilimin yarısından çoğunu uzayda geçirecektim. Antalya’ya doğru yola koyulduk. Önce Konya’da, Bilim ve Teknoloji Merkezi’nde durup ay yürüyüşünü test ettim ve harika bir şeydi bu. Sonrasında yemeğimizi yiyip yola devam ettik. Antalya’ya otele vardığımızda televizyonda NASA’nın uzaya roket göndereceği haberlere çıktı. Bende orada olacağım için çok şanslıydım. İki hafta Antalya’da kaldıktan sonra Ankara’ya döndük. Ankara’da, hazırlıklar için bir hafta kaldık ve ardından uçakla Amerika’ya gittik. NASA’ya gider gitmez, roket otelimizdeki odalarımıza yerleştik. Uzayda bir çok macera yaşayacağımıza emindim. Aya inişimizi yapmış bulunduk. Uzaydaki ilk günümüzde odalarımızdan çıkmadık çünkü görevliler ilk günümüzde uzaydaki havaya alışmamız gerektiğini söylediler. Ben koca bir gün boyunca gezegenleri izledim. Ertesi gün sabah kahvaltımızı ettik. Ben ilk iş olarak uzay tulumumu giyip aya zıpladım uzayda asteroitlerin (uzay taşları) arsında uçan kaykaya bindim.
Uzayda geçireceğimiz sürenin sonuna gelmiştik, tatilimiz bitmişti. Tatil bitti diye üzülmüş olsam da birazcık mutluydum çünkü uzun süredir görüşmediğim arkadaşlarımla tekrar bir arada olacaktık. Başımdan geçenleri onlara anlatmak için sabırsızlanıyordum…