Bir gün bir kağıt parçası cebimden yere düştü. Bir adres ve altında not yazılıydı: “Bu adrese gel.” Ben de babamdan izin alıp o adrese gittim. O adresi bana meğerse bir polis vermiş. Sonra polise dedim ki:
– Neden beni çağırdınız?
Polis de bana dedi ki:
– Seni gizli bir görev için çağırdım. Çünkü İstanbul’da Kız Kulesi tehlikede. Kötü çocuklar orayı yıkmak istiyorlar.
Ben de dedim ki:
– Neden yıkmak istiyorlar orayı? Kız Kulesi çok güzel bir yer?
Polis de dedi ki:
– Onlar oraya hiç gidemedikleri için yıkmak istiyorlar.
Ben de dedim ki:
– Orası İstanbul’da.
Polis de dedi ki:
– Seni uçağa bindirip göndereceğiz. Sana yardım etmesi için de bir tane yardımcı gönderiyorum. Adı Mehmet. Bir de sana üç tane silah veriyorum. Dikkatli kullan. Şimdi seni arkadaşım havalimanına bırakacak.
Uçağım hazır olduğunda Mehmetle uçağa bindik. Uçak havaya kalktığında üç saat yol aldık. Sonra uçaktan indiğimizde polisin bir arkadaşı bizi karşıladı. Dedi ki:
– Nasıl geçti yolculuk?
Biz de:
– İyi geçti yolculuk.
Dedik. Sonra polise “Çok sıkıldın mı?” dedim. O da “Yok, çok sıkılmadım.” dedi. Sonra polisin evine gittiğimizde bize görevi anlattı. Sonra ilk gün dinlendik. Yarın görevde nasıl olacağımı düşündüm. Sonra yarın olduğunda göreve başladık. Göreve başlarken polisin verdiği silahları unutmadım. Görevimiz suçluları bulup polise teslim etmekti. Mehmetle aynı görevdeydik ama farklı yerlerden arıyorduk. Çünkü bazıları başka bir yere kaçmış olabilir diye ayrılmıştık. Tam on kişilerdi. Şimdi görev başlamıştı. Polisin verdiği uygulamadan hem haberleşebiliyorduk hem de suçluların yerlerini tespit edebiliyorduk. Önce onların yerini polisin verdiği uygulamayla tespit ettik. Sonra onların olduğu yere vardığımızda silahımızı alıp onlara seslendik. Sonra onlara dedim ki:
– Hemen planınızı iptal edin!
Onlar da dedi ki:
– Neden?
’’Çünkü Kız Kulesi çok değerli bir tarihi eser. Ona zarar vermenize izin veremem.” dedim. Bir de “İsterseniz sizi vurabilirim. Ya planınızı iptal edersiniz ya da sizi vururum. Hangisi?” diye sordum. Kötü çocuklar da dedi ki:
– Planımızı iptal ediyoruz.
Ben de dedim ki:
– Bir daha kötülük yapacak mısınız?
Onlar da “Yapmayacağız.” dediler.
Sonra Mehmetle suçluları polise teslim ettik. Polis bize “Aferin” dedi. Sonra bize ödül olarak çikolata verdi. Sonra polisin evine gittik. Sonra dinlendik. Dinlenirken televizyon izledik, uyuduk, oyun oynadık. Sonra sabah erkenden uyanıp uçağa binip Ankara’ya gittik. Ankara’ya vardığımızda beni ve Mehmet’i polis karşılamıştı. Polisin yanına gittiğimizde polise dedim ki:
– Kötü çocukları yakalayıp polise teslim ettik. Cezaları da bir daha kötülük yapanları durdurmak olacakmış.
Polis de babama demiş ki:
– Oğlunuz tam bir süper kahramanlık yaptı ve son.
Yazar: Kaan TEKİN
SÜPER KAHRAMAN KAAN
(Visited 147 times, 1 visits today)