Bir sabah uyandığımda yanımdaki çiçeğin tüm faydaları ve zararları aklımdan geçmeye başladı. Başta çok şaşırdım. Sonra gülümsedim. Artık süper güçlerim vardı! “Bu süper güçle ne yapabilirim?” diye düşündüm. İlk önce aklıma şu geldi:
Bazı ülkelerde besin çeşitleri iklim şartları yüzünden kısıtlı. Bu ülkelerde yetişen bitkiler ile onların sofraları çeşitlenebilir. Onların da sağlıklı beslenmeye hakkı var. Aklımdaki ilk düşünce buydu. Sonra aklıma başka bir fikir geldi:
Bazı hastalıklar iyileştirilemiyor. Bitkiler kanser gibi bazı hastalıkları iyileştirebilir. Bunu bilim insanları ile beraber çalışabilirim. Ve bitkileri hastalıklara karşı ilaç olarak üretebilir ve bunu tüm dünyaya sunabilirim.
Bu fikri düşünürken aklıma bitkiler tekstilde ve çizim de de kullanılabilir diye geldi. Tekstilde kıyafetleri boyamak için bazen insan sağlığına zararlı maddeler kullanılıyor. Bitkilerin köklerini toza çevirip tekstilde insan sağlığına zararlı olmayan boyalar kullanılıp, hem biz sağlıklı kalırız hem de kıyafetlerimiz şatafatlı gözükür. Sanatta uzun zamandır ressamlar bitkilerden, taşlardan boyalar üretip kullanmışlar. Bitkilerden boyalar üretmek daha sağlıklı. Ressamlara da yeni bir renk olur.
Aklıma son bir fikir daha geldi:
Bitkiler hijyen için de kullanılabilir. Silersin silersin çıkmaz lekeler vardır. Bilim adamları ile çalışıp insan sağlığına zararlı olmayan bir hijyen ürünü üretip tüm dünyaya sunabilirim. Dedim ve günüme devam ettim….