Zeugma, Fırat Nehri altında kalmış, eski bir uygarlıktır. Bazı bilim insanı depremden dolayı yok olduğunu söylese de başka bir grup bilim insanı da volkanik patlamalar sonucu oluştuğunu söylüyor.
Bu antik kentten çıkarılan mozaikler Gaziantep şehrinde Zeugma Müzesi’nde sergilenmektedir. 4 yıl önce babamın görevi nedeniyle Gaziantep’te bulunduğumuz sırada bu müzeyi yakından görme şansım oldu. Muhteşem bir gündü. Zeugma Müzesi’nin kapısından ilk girdiğinizde, beyaz ışıklarla aydınlatılmış simsiyah bir alan sizi karşılar. Bu alan camdan köprülerle müzedeki diğer koridorlara bağlanıyor. Bu geniş alanda sizi krallar adına yapılmış isminin ‘Stel’ olduğunu görevlilerden öğrendiğimiz heykeller karşılıyor.
Müzenin çeşitli yerlerinde beş tane hologramlardan oluşturulmuş havuzlar var. Beni en çok etkileyen ise üzerine bastığınız zaman ayağınızın altında dağılan yaprakların olduğu havuzdu.
Bu havuzun gerçek olmadığına inanmak oldukça zordu. Koridordaki bizi çevreleyen mozaiklerin bir çoğu eksik. Euphrates Mozaiği, Dionysos-Ariadne’nin Düğünü Mozaiği, Posedion Mozaiği, Akratos Mozaiği bu mozaiklerden isimlerini not aldıklarım sadece bunlardan daha birçoğunu burada görebilirsiniz.
Kazıların hala devam ettiğini ve bu eksik parçaların da tamamlanmaya çalışıldığını öğrendiğim zaman buraya tekrar gelmem gerektiğini düşündüm. Bu müzede görülmesi gereken heykellerin en önemlisi gerçek bir insan boyutunda yapılmış savaş tanrısı Mars heykeli. Bu heykel bronzdan yapılmış, bir elinde mızrak diğerinde ise kıvrık saplı bir gül tutuyor. O kadar etkileyici ki ilk baktığınız zaman sanki karşınızda gerçek bir savaşçı duruyor.
Aslında benim en çok merak ettiğim müzenin 2. katında bulunan karanlık ve yürünmesi bir o kadar da zor olan bir koridordan geçerek ulaştığınız ‘Çingene Kızı’ mozaiğiydi.Bu koridor bana filmlerde izlediğim piramitlerin içindeki gizli labirentleri hatırlattı. Çok da farklı değildi aslında. Çünkü bu koridorun sonunda bizi MEŞHUR ÇİNGENE KIZI mozaikleri karşıladı. Kapkaranlık odada ışıklandırılan tek obje o. Eksik olan mozaikler lazer yöntemiyle tamamlanmış. Bu mozaik hakkındaki diğer bir ilginç bilgi ise tek elinizle sağ gözünüzü kapatırsanız, mozaik size gülümsüyor fakat aynı işlemi diğer gözünüzle yaparsanız ağlıyor gibi görünüyor. Bu mozaik için tüm dünyadan milyonlarca insan geliyor.
Buradan ayrıldıktan sonra Zeugma hakkında detaylı bilgiye sahip olabileceğiniz bir sinema salonu karşılıyor bizi. Burada tarihi Zeugma Antik Kenti’nin nasıl sular altında kaldığı ve günümüzde Nizip ilçesinde hala devam etmekte olan kazı çalışmalarıyla ilgili bilgiler veriliyor. Bütün bu güzellikleri gezdikten sonra dışarıda sizi bu muhteşem müzeden ayrılırken yanınızda hatıra olarak saklayabileceğiniz hediyeliklerin satıldığı standlar bekliyor.
Fırat Nehri bu şehri her gün biraz daha yutarken tamamen yok olmadan hem kazı alanını hem de müzeyi gördüğüm için çok şanslı hissediyorum kendimi. Müze gezisi sonrasında kendinizi meşhur Antep baklavası ve dondurmayla ödüllendirebileceğiniz bir yer arıyorsanız burası tam size göre…