Suç ve adalet insanı çok fazla ikileme düşürebilir, ki düşürüyor da. Bazen hepimiz adalet anlayışımızı kaybedebiliyoruz. Bazen haksızlıklar yüzünden suçsuz suçlu haline bile gelebiliyor. Bazı işlenen suçlar zorunluluktan işleniyor. İnsanlar ailelerinin ihtiyaçlarını karşılamak için bir şeyler çalıyor, bazıları birilerine borçlu olduğu için suç işliyor… Varsayalım ki siz de benzer bir duruma düştünüz. Yoksul bir çocuğun ihtiyaçlarını karşılamak için bir suç işlediniz. Sizce siz kötü bir insan mısınızdır yoksa iyilikten mi bu suçu işlemişsinizdir?
Bana göre bu durumda ne suçlu ne de güçlüsünüzdür. İyi bir şey yapmış olursunuz çünkü bir ihtiyaç sahibinin hayatını belki de kurtardınız. Fakat her ne kadar iyi bir şey yapmış olsanız da o kadar da kötü bir şey yapmış olursunuz. Çünkü o çocuğu besleyeyim derken bir diğerinin ekmek parasını almış olursunuz. Kesinlikle böyle durumlarda suç seçilecek çözüm yolu değildir. Buradaki zarar sadece size değil suç işlediğiniz kişiye de olur. Onun yerine elinizdekini paylaşın ya da yardım isteyin. Yardım istemek çok doğal bir davranıştır ve suç gerektirmez. Yardım istediğinizde hiçbir zaman bu durum sizi küçük düşürmez ve eminim ki insanlar size yardım edecektir. Suç işlemek, başka birisi için başka birinin hakkına girmek hiçbir zaman doğru bir davranış değildir ve olmayacaktır da.
Eğer özetleyecek olursak zorunluluktan suç işlemek yerine hasta olan anneniz için, sokaktaki çocuğu beslemek için, çocuğunuzu okutmak için yardım istemek daha doğru bir seçenek olacaktır. Çünkü bu suçu işlerken siz her ne kadar ihtiyaç sahibi bir insana yardım etseniz de de suç işlediğiniz insanı ihtiyaç sahibi yapıyorsunuz. Toplum olarak suç işleme yolundansa yardımlaşma ve paylaşma yolunu seçmeyi öğrenmeli, öğretmeliyiz.