Evet yeni sıkıcı bir iş günü. Sabah kalktığımdaki o çok kötü olan tad yine her zamanki gibi ağzımdaydı. Klasik bir iş adamıydım gömlek, eskimiş bir ceket, lacivert bir pantolon giyip çıkıyordum. İşimin yoğun olmasından dolayı ekstra olan ya da gereksiz olan şeylere ayıracak bir salisem bile yok. Bu kadar klasik bir iş adamı olsam da çok hayalperestim. Fakat bu hayalperestlik benim realist bakış açımı kırıp geçiyor. Her gece uyumadan önce “Ben bir sihirbaz olsaydım…” Diye aklımdan hep geçiriyordum ama işin gerçeğiyse sabah kalktığımda bunlar çocukça geliyordu.
Sabah kalktığımda hayatımın ne kadar sıkıcı aynı kendimi Franz Kafka’nın dönüşüm adlı kitabındaymış gibi hissediyorum. Fakat yine klasik bir günde beni geceleri hayalperest yapan şeyin içimde kalan çocuk ruhlu erkek yerine hayatımda istemediğim ve değiştirmeye çabaladığım şeylerden ötürü olduğunu fark ettim. İşin aslı sadece çabalıyorum ama sonuç hala gözle görülebilir değildi. Olmasını da sadece gece uyurken umuyorum. Peki ya neydi? Böyle umutsuz bir vaka yapan şey, benim hayatımdan memnun etmeyen o şey neydi? Kafam saatlerce, günlerce, haftalarca bu soruyla doluydu. Fakat en sonunda fark ettiğim şey benim bütün çabamın boşa çıkarmasını sağladı. İnsansanız eğer bir şeyle ya da birisiyle sorununuz varsa gider ondan sorumlu olan kişiye gider onu sorar ve şikayet edersiniz. Aynı okuldaki gibi bir çocuk diğerine zorbalık yaparsa onun ailesini sorumlu tutarlar çocuğu tutmazlar. Buna benzerdi benim dururum her sorunun çözümünü dışarlarda aradım çünkü dışarı değiştirmek istediğimi sandım. Fakat aslında değişmesi gerekenin ben olduğumu fark ettim. Çünkü sorunlarımın sorumlusu bendim.
Beynim biranda iflas etmişti bütün o çabalarımın bir hiç uğruna olması bana kafayı yedirtmişti. Evet her sorunun dışarda başkalarında aramak ve onları değiştirmek çok iyi bir şey değil aynısı hep suçu kendimde aramak ile aynı. Her suçu kendime atmaya başladığımda kendimi hep bir hataymış gibi gördüm. Artık kendimi varoluşçuluk içinde bulmuştum ve bu artık alışkanlık yapıyordu artık her suçu kendimde aramak, haklı olsam bile suçu kendime üsleniyordum ve aslında bu içten içe beni yiyordu(m). Bunun yanlış olduğunu bir süre sonra anlayamıyordum aslında anladığım da bile değiştiremediği mi fark ettim.
Her suçu kendinizde aramayın ya da her suçu başkasında. Bırakın zamana suçlu siz misiniz diğerlerimi anlarsınız. Siz anlayana kadar yatmadan önce kendinizi sihirbaz olarak hayal etmeye devam edin.