Bize son derece önemli gelen birtakım sorunlarımızla fazlasıyla meşgulken hayatın adeta bir deli çay gibi sürükleyen akıntısına kapılıp kendimize tutunacak bir dal parçası aradığımız sırada çevremizdeki boğulmamaya çabalayan insanları görmezden geliyoruz. Bu yüzdendir ki bu ülkede bunca kötü şey olurken haber saati geldiğinde televizyonlarımızı kapatıyor, olağanüstü duyarlı insanlarmışız gibi yapıp hayat günlük gülistanlıkmış gibi yaşamaya devam ediyoruz.
Şimdi kendi hayatlarımızdan çıkıp büyük resmi görmek için her şeye biraz daha uzaktan bakalım. 2015 yılı suç endeksine göre Türkiye, 147 ülke içerisinde 100. sırada. Türk Ceza Kanunu uyarınca açılan davalarda ise mal varlığına ve vücut dokunulmazlığına karşı işlenen suçlar en yüksek oranda gözlemlenmiş olan suçlar. Bu da Türkiye’nin İstanbul, Ankara, İzmir gibi metropol şehirlerinde mal varlığına karşı işlenen suçlar kapsamında hırsızlık, yağma ve kasıtlı olarak mala zarar verme; diğer şehirlerimizde ise vücut dokunulmazlığına karşı işlenen suçlar adı altında sıraladığımız kasten ve taksirle adam yaralama gibi suçların yüksek oranlarda görüldüğü anlamına geliyor.
İstatistiklerden konuşmaya devam edelim: 2004- 20014 yılları arasında şiddet, taciz ve tecavüz suçları 14 kat arttı. 2005- 2015 yılları arasında, 100.000’in üzerinde kadın cinsel saldırıya uğradı. 2011-2014 yılları arasında suç oranları %58 arttı. Cinayet sıralamasında Türkiye, 41 ülke içerisinde 13. sırada. Son 7 yılda kadın cinayetleri %1400 arttı. Türkiye’de her 10 kadından 4’ü fiziksel şiddete uğruyor. 7- 9 yaşları arasındaki her 4 kız çocuktan biri cinsel şiddete uğruyor. Tacize uğrayan 5- 10 yaş çocuklarının %55’i; 10- 16 yaş çocuklarının %40’ı ne yazık ki ensest mağduru.
Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü, 2016 yılında yurt genelinde açılan davalardaki suç türlerine ilişkin araştırma yaptı. Ülke genelinde işlenen suçların masaya yatırıldığı araştırmada, illere ve coğrafi bölgelere göre Suç Atlası çıkarıldı.
Şunu da unutmamak gerekiyor ki bunlar yalnızca açılan davalar sayesinde alınmış veriler. Ancak ne yazık ki çeşitli sebeplerden dolayı suçluya dava açmaya korkan binlerce insan var bu ülkede. Bu davaların açılmamasının bir başka sebebi ise insanların bu konuda yeterince bilgiye sahip olmamaları olabilir. Çünkü çoğu insan kendisine karşı işlenen bir suçun suç olduğunun bile farkında değil. Aynı şekilde suç oranlarındaki bu inanılmaz artışın bir sebebi ise yine bu konuda insanların cahil olmasından kaynaklanıyor olabilir. İnsanların kendilerine karşı işlenen suçların farkında olmamasının yanı sıra insanlar çoğu zaman bir suç işlediklerinden bunun suç olduğunu bile bilmiyorlar. Bu yüzden insanlar, küçük yaşlardan itibaren bu tür konularda eğitilmelidirler.
Haliyle bu kadar çok suç işleyen insan olunca ülkedeki hapishane kapasitesi yükümlülerin hepsini barındırmaya yetmez hale geldi. Öyle ki açılan davalara hakimlerimiz, savcılarımız, adliyelerimiz yetmez hale geldi. Halbuki yeni adliyeler, cezaevleri kurmak; daha çok hakim, savcı atamak yerine en çok işlenen suçların karşılığı olan cezaların caydırıcılığını arttırsak belki de hem suç oranlarını düşürürken hem de cezaevi, adliye gibi yapılara olan ihtiyacımızı azaltır ve ülke olarak çok daha iyi yerlere geliriz.
KAYNAKÇA
http://www.haber7.com/guncel/haber/2389184-turkiyede-en-cok-islenen-suclar-neler