Gün geçtikçe katlanan Dünya nüfusuna karşılık artan üretim ve tüketim faaliyetleri sonucu doğal kaynaklarımız hunharca sömürmeye ve doğayı katletmeye başlamamız işten bile değildir. Bize milyarlarca yıldır ev sahipliği yapan Dünyamız ve adeta bir ana gibi şefkatle kucak açan doğaya yıllardır sırtını dönmüş atalarımız yüzünden çevresel açıdan gün geçtikçe daha kötüye giden bir gezegende hapsolmuş durumdayız. Her ne kadar yeni jenerasyon bu düzene karşı çıkmaya çalışsa da Dünya liderleri bir araya gelip ortak bir bildiri yayınlamadıkça ve bir kez de olsun insanlık yararı için küresel ısınma ve doğal kaynak sıkıntısına savaş açmadıkça önemli adımlar atılamayacağı da aşikar. Eğer yaşamımızı ve bu gezegeni kurtarmaya yönelik adımlar atılsaydı ve bu yayınlanacak bildirinin karar mercii ben olsaydım halkı bilinçlendirmek ve önlem almak adına şu maddeleri yayımlardım:
Madde-1: Okul, kamu binaları, hastaneler ve fabrikalar gibi su tüketiminin normalden fazla olduğu yerlerin kullandıkları litre suyun raporlanması ve bilinçlendirilmek üzere asılacak afişlerin zorunlu tutulmasının önünü açan bir düzenleme getirilmelidir.
Madde-2: Su kullanımını sıkıntıya sokan en büyük etkenlerden biri de çevre kirliliğidir. Bunun için yerel denetimlerin artması, belediye ve bakanlığın atıklarla dolu su kaynaklarını yeniden kazanmak adına çalışmalar başlatması ve kirliliğe yol açanlara ciddi ve kayda değer cezalar verilmesi sağlanmalıdır.
Madde-3: En fazla su tüketilen alanlardan biri olan tekstil sektörünün ileri gelenleriyle bir toplantı alınmalı; işlemleri su tasarrufu dostu şekilde gerçekleştirmek zorunlu hale getirilmelidir.
Madde-4: Halkın susuz yaşamın ne kadar acı verici sonucu olacağını algılayabilmesi adına yılda yalnızca bir gün — Dünya Su Günü’nde — hane başına düşen suyun kısıtlanıp empati aşılanması amaçlanmalıdır.
Madde-5: Evlerde su tasarrufuna yardımcı musluk, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi vesaire eşyaların kullanımı yaygınlaştırılmalıdır.
Madde-6: Çevre alanında çalışma yürüten vakıfların gönüllüleri ile çalışmalar yapılmalı, halihazırda var olan su kaynaklarının temizlenmesi amaçlı etkinlikler düzenlenmelidir.
Madde-7: Yağ, benzin, mazot, petrol vb. suya karıştığında tehlikeli durumlar yaratabilecek yükler taşıyan gemilerin bir kazaya karşı önlem mekanizmasının olması ve bu tarz maddelerin çöpe atılmasının ayrı bir yöntemi bulunması sağlanmalıdır.
Madde-8: İlk maddede belirtildiği üzere raporlanan su tüketimi miktarı fazla olan kurumlara su tüketiminin nasıl azaltılabileceği konusunda öneriler verilmelidir.
Madde-9: Yağmurdan maksimum verim almak ve selleri engellemek amacıyla yağmur hasadı sistemi yağmurun bol yağdığı Karadeniz gibi bölgelerde kurulmalı; zemine bitki – toprak örtüsü serilmeli ve ağaçlandırma çalışmaları yapılmalıdır.
Madde-10: Yukarıda sayılan maddelerin planlı, düzenli bir şekilde hayata geçirilmesi adına Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı aracılığıyla meclise bir yasa tasarısı verilmeli ve bu bildiri için bütçeden fon ayrılmalıdır.
Bize rehber olacağını umduğum bu 10 maddenin hayata geçirilmesi ancak halka bu durumun ciddiliğini aşılarsak gerçekleşir. Bu tarz bir atılım sayesinde ülkemiz Türkiye, bu alanda Avrupa ülkelerine dahi örnek teşkil edebilir ve çevre farkındalığı konusunda öncü nitelik taşıyabilir.