Young beautiful woman lying on pillow in bed, face of smiling woman under covers, top view

STRESLİ BİR GÜN

Saat sabahın yedisiydi. Genelde geç uyanan bir insandım, bu yüzden bu kadar erken uyanmam normal değildi. Saate bakıp geri yatağıma yattım fakat daha fazla uyumak istemiyordum. Yataktan kalktım, kahvaltı hazırlamaya gittim. Sadece bir yumurta ve domates yedim. Kahvaltımı bitirince salona gidip bilgisayarımın başına geçtim. Odaklanmaya çalıştım ama olmadı. Belki biraz daha uyumam gerektiğini düşünüp yatağa attım kendimi. Hiçbir şey olmuyordu. Kafam gittikçe daha da fazla ağrımaya başlamıştı. Bir anda dayanamadım ve tüm gücümle bağırdım. Sakinleştim ve psikolog randevusu aldım. Önceki gün bir olay olup olmadığını sordu. Dün yarışmam vardı ve çok stresliydim. Bugün yaşadığım şeylerin dün katıldığım yarışma stresinden olduğunu söyledi. Yarışmaların bazen bir eğlence olduğunu ve kazanmaktan daha önemli olanın bir yarışmaya katılmak ve bu yarışmada cesaret göstermek, bu yarışma için planlı çalışmanın disiplinin önemli olduğunu söyledi. Eve gidip yatmamı istedi ve eğer hala uyuyamazsam kendimi zorlamamı istedi. Birkaç gün sonra tekrar gelmemi istedi ve vedalaştık. Sonraki akşam ise uyumadan önce kendime sadece şu sözü söyledim: ”Bu sadece bir yarışma ve sadece eğlenmene bak Ayşe. Yarışmalarda kazanmak dışında da başarılı olabileceğimizi anladım. Yarışmalar bize disiplinli olmayı, takım ruhunu, planlamayı ve hedefler koyup bu hedefler için çalışmayı öğretir. Yarış ve eğlen Ayşe.”. Meğerse zihnim bana bir oyun oynuyormuş. Bu yaşadığım stres hep zihnimin yarattığı bir durummuş.

 

(Visited 5 times, 1 visits today)