Spor geçmişten günümüze önemli bir uğraşı olarak kendine yer bulmaktadır. Günümüzde dünyanın her tarafına yayılmış olan spor, kendi içinde dallara ayrılmaktadır. Bu dalların da kendi içlerinde kadın ve erkek olarak iki ayrımı vardır. Her ne kadar iki cinsiyetin spor dallarında böyle bir ayrım altında bırakılmamasını savunan ve cinsiyetler arasındaki fiziksel farklılıkların olmadığını düşünen bir kesin olsa da günümüzde hala iki cinsiyet farklı müsabakalarda yarışmaktadır.
Sporda iki farklı cinsiyetten bireylerin aynı yarışta bulunmamaları kimilerine göre fiziksel alanlarda erkeklerin daha avantajlı olduğu sebep gösterilip mantıklı bir karar olarak görülmektedir. Ancak bazı kişiler kadın ve erkeğin eşit olduğunu söyleyerek bunların doğru olmadığını savunmaktadır. Daha önce bu konu hakkında ne düşünüldüğüne bakıldığında ise yakın bir tarihe kadar kadınların bir çok spor dalında fazla bir yeri olmadığı gerçeği ile karşılaşmaktayız. Sporlarda cinsiyet olarak bir eşitsizlik olduğunu en başından kadınların fiziksel alanlarda kendilerini gerçekten gösterebilme fırsatı yeni bulduğunu söyleyerek adeta kanıtlayabiliriz.
Her şeyi bir kenara bıraktığımız zaman, kadın ve erkeğin fiziksel anlamda eşit olup olmadığını anlamalıyız. İki cinsiyetinde fiziksel yapı olarak birbirinden farklı görünüşlere sahip olsalar da böyle dış görünüşten yola çıkarak hiçbir yere varamayız. Bu yüzden konu ile ilgili daha kesin ve net bir şey söyleyebilmemiz için insanlığın evrimine bakmalıyız. İnsanlığın evrimine bakmamız bize hangi cinsiyetin fiziksel olarak kendini daha fazla geliştirmiş olduğunu veya hiçbir farklarının olmadığını görebileceğimiz gibi aradığımız sonucun sebeplerine de fazlaca ulaşabiliriz.
Uzak geçmişe baktığımız zaman insanların kendi türlerini devam ettirebilmek için iki temel ihtiyacı vardır. Bunlar üremek ve vahşi hayvanlardan korunmaktır. Bu görevleri yeterince yerine getirebilecek insanlar nesillerini devam ettirme hakkı kazanabilmekteydi. Bu görevlerden ise şaşırmayacağımız gibi savunma görevi erkeklere düşmektedir. Erkekler ise bu sebepten dolayı gerek ailelerini gerek ise içinde bulunduğu gurubu vahşi hayvanlardan veya başka guruplardan koruyabilmek için kendilerini fiziksel anlamda daima geliştirmiştir. ancak kadınlar bu süreçte erkeklere oranla daha az gelişmiştir. Genlerini yeni nesillere genel olarak güçlüler aktarabildiği için ise genetikleri sayesinde bir sonraki nesillere aktarma şansı bulmuştur. Böylece nesilden nesle gelişen fiziksel özellikler aktarılabilmiştir.
Sonuç olarak erkekler evrimde aile ve içlerinde bulundukları gurupları koruma sorumlulukları sebebi ile geçmişten genetik olarak aktarılan fiziksel bir avantaja sahiptir. Kadınların ise sporda daha yeni aktiflik göstermeye şansları olduğu için yakın gelecekte kadın ve erkeklerin aynı guruplarda ya da aynı liglerde yarıştırmaya çalışmak gereksiz olacaktır. Yakın gelecekte olmasa da kadınlarında spor dallarında deneyim edinmesi ve fiziksel alanda kendilerine yeni tecrübeler katmaları ile uzun vadede fiziksel alanda eşitsizliğin son derece düşeceğini öngörmek pek de zor değildir. Henüz tartışılmasını pek mantıklı görmesem de uzak gelecekte tartışılması gereken bir konudur.