Çağımızda bilgiye ulaşmak oldukça kolay. Sabah uyanıp elimize telefonumuzu aldığımızda, televizyonu açtığımızda, sokağa çıktığımızda sokaktakiler konuşurken… Fakat bu duyduklarımızın ne kadarı doğru ve güvenilir kaynaklardan geliyor hiç sorguluyor muyuz?
Geldiğimiz çağda toplumun çok büyük bir kısmı aktif olarak Twitter (yeni adıyla X), Facebook, Youtube gibi daha pek çok sosyal medya uygulamasını kullanmaktadır. Bu platformların ortaya çıkmasının esas nedeni insanların fikirlerini özgür bir şekilde belirtebilmesidir. Böyle platformlar insanların özgürlüğe ihtiyaç duyması ilkesinden doğmuştur. Öte yandan televizyon, radyo, gazete gibi geleneksel medya, özellikle teknoloji günümüzdeki halini almadan ve sosyal medya bu kadar yaygınlaşmadan önce insanlara doğru bilgiyi hızlı ve efektif bir şekilde ulaştırabilmek için kullanılmaktadır. peki bu yöntemlerden hangisi daha güvenli ve etkili?
Sosyal medyanın kullanım oranı her geçen gün artarken geleneksel medyanın kullanımı ise bir o kadar düşüyor. Bunun birçok nedeni var. Bunlardan ilki yukarıda da belirttiğim gibi insanların özgürlük istemesi. Geleneksel medyada her isteyen kişi kolay kolay paylaşım yapamıyor. Sadece belirli yayın organizasyonları bilgiyi yayabiliyor. Bu da insanların sesini duyurabilmesine olanak tanımıyor. Mesela siz bir olayı başka insanlara duyurmak isterseniz bunun en pratik yolları ya gazetede köşe yazısı yazarak ya da radyoda bir şekilde sunucunun istediklerinizi anlatmasını sağlamak, ki iki yöntem de bildiğim kadarıyla para istiyor. Sosyal medyada ise insanlar istediği şeyi hiçbir ücret ödemeden söyleyebiliyor. Önceki verdiğim örneği günümüzde yapmak isterseniz bu oldukça kolay! Sadece tercih ettiğiniz sosyal medya programına giriş yapmak ve yazmaya başlamak. Bu, sosyal medyanın geleneksel medyaya göre daha etkili olmasını sağlamaktadır. Bunun nedeni hem isteyen herkesin istediği her şeyi çok büyük bir kitleye duyurabiliyor olması hem de bu olayın sadece saniyeler içerisinde gerçekleşebiliyor olması. Gazeteye bir yazı yazsanız hem o yazının onaylanması, hem de bir sonraki gün bunun basılıp yayımlanmasını beklemeniz gerekmekteydi. Şimdi ise paylaş tuşuna basıyorsunuz ve milisaniyeler içerisinde yazınız o platformu kullanan kimselerce görmeye açık oluyor.
İnsanların bu kadar özgür olmasının yan etkileri de yok değil tabii ki. İnsanların her istediğini paylaşabilmesi, onların yalan söyleyebileceği, yanlış bilgiler paylaşabileceği anlamına geliyor. Bu yalanlardan bir tanesi bile çok fazla insan tarafından görülüp kabul edildiği zaman kötü sonuçlar doğurabilir. Bu yönden geleneksel medyanın sosyal medyaya üstünlüğü vardır çünkü geleneksel medyada ideal olarak sadece doğruluğundan şüphe duyulmayan, gerçek bilgiler paylaşılmaktadır. Bu durum da tartışmaya açıktır çünkü özellikle ülkemizde televizyondaki haber kanalları ve gazeteler pek de güvenilirlikleriyle tanınmıyor fakat az da olsa medya okuryazarlığı becerisi edinebilmiş kişiler hangi kaynakların güvenilir, hangi kaynakların yalan haber yuvaları olduğunu anlayabilmesi zor değildir. Bu durumda ben güvenilirlik açısından geleneksel medyanın biraz daha ileride olduğunu düşünmekteyim.
Sonuç olarak, her iki haber türünün de kendileri içinde eksi ve artıları vardır ve bu yüzden hangi yolu seçeceğiniz tamamen size kalmıştır ve medya okuryazarlığı becerisi kazanmış kişiler doğru bilgiyi bulma konusunda zorlanmaz.