Tarihe baktığımızda imparatorlukların etki alanları etkileyen en büyük unsur bilgi aktarım hızıdır. Mesela Asur İmparatorluğu’nun sadece Mezopotamya civarında etkin olabilmesinin sebebi o dönemde bilgi aktarımının kısıtlı olmasıydı. Ülkede merkezden uzaklaştıkça, yani bilgi ulaşım hızı yavaşladıkça otonomi artar, merkezi otorite azalırdı; bu da ülkenin etki alanını kısıtlardı. Osmanlı İmparatorluğu’nun Fas’tan Azerbaycan’a, Büyük Britanya’nın ise Avustralya’dan Mısır’a ulaşabilmesinin sebebi bu ülkelerin bilgi ulaştırma hızları ve kapasiteleriydi. Bu ülkelerin etki alanına giren yerlerde o ülkelerin fikirleri ve kültürleri de yayılır.
Şu anda ise bilgi aktarımı tarihte hiç olmadığı kadar hızlı ve verimli. Fiber optik kablolar, internet ve sosyal medya sayesinde yaşanan bilgi aktarımındaki devrim, tarihte hiç görülmemiş bir küreselleşmeye yol açtı. Türk çocuklar Amerikan çocukları gibi büyüyor, kültürel emperyalizm kavramı kültürünü uluslararası dünyaya açamamış ülkeleri resmen kültürsüzleştiriyor. Kültürel olarak dünyada en büyük etkiye sahip olan ülkeler, diğer ülkeleri devasa miktarlarda değiştiriyor. Dünyadaki kültürel hegemonyaya sahip Amerika ise kendi kültürünü, kendi medyasını, kendi görüşlerini tüm dünyaya yayıp bu emperyalizmin başını çekiyor.
Sosyal medya ve internetin iyi yanları da var tabii: uzaklarda yaşayan insanlarla da iletişime geçebiliyor, yeni fikirler, yeni perspektifler görebiliyoruz mesela. Bu metni yazarken de ilham aldığım “Kültür Denen Şey” ve “SAPIENS” kitapları da kültür emperyalizmi ve bilginin aktarımı konusunda benzer fikirler öne sürüyor. Sosyal medya sayesinde bu kitapların daha çok yayılması da sosyal medyanın kültürel emperyalizme sebep olmadığı zaman ne kadar güzel sonuçlar oluşturabileceğine dair iyi bir örnektir. Ama benim yakındığım şey farklı fikirlere maruz kalmak değil, farklı fikirlere maruz kalamamak. Her ülkede dünyada baskın olan fikrin, kültürün ve düşüncelerin yayılması. Yani benim sorunum sosyal medyayla veya internetle değil, kültür emperyalizmiyle. Ben sosyal medyada dolaşırken sadece Amerikan kültürü ve onun uzantılarını görmek istemiyorum; Japon, Peştun, Hausa, İtalyan, Gürcü kültürlerini de görmek istiyorum. Sosyal medya gibi bize yeni kültürler tanıtabilecek, yeni fikirler gösterebilecek önemli bir kaynağın Amerikan kültürü tarafından resmen işgal edilmesine karşıyım ben. Ben Amerikan kültürü sosyal medyada olmasın da demiyorum, sadece tüm sosyal medyaya kendi kültürlerini yayıp başka kültürlere ulaşmamızı engellemelerini istemiyorum.
Yani sosyal medyanın en büyük katkısının ve en büyük zararının sebebi aynı, yeni bir kültürün ve bilginin aktarılabilmesi. Ama bu özelliği iyi veya kötü yapan ölçü aktarılan kültür ve bilginin başka kültür ve bilgilerin aktarımını engelleyip engellemediğidir. Bu paragrafı yazarken aklıma Mihail Bakunin’in “Bir insanın özgürlüğü, bir başkasının özgürlüğünün başladığı yerde biter.” sözü geldi. Bunu kültür ve bilgiye göre uyarlayarak “Bir bilginin ulaşımı, başka bir bilginin ulaşımının başladığı yerde biter.” olarak değiştirebiliriz.