Merhaba, ben Azra bu da benim hayatımın en heyecanlı anısı. Sörf kursuma gittiğim bir yaz günü sörf öğretmenim ”Gelin karşı adaya gidiyoruz.” dedi. Ben o kadar korkmadım çünkü normalde de gidiyorduk ama epey uzak bir yer. İzmir’i bilirsiniz kalabalık ve rüzgarlıdır. Bu kalabalık denizde de geçerli. Sörf yaparken başka sörf yapan birine çarpma olasılığın var. Korkunç olan o değil. Derin ve uzakta birine çarpmak. Neyse biz karşı adaya gitmeye başladık denizde derinleşen koyu mavi bir bölge vardı. Ona biz kısaca mavilik diyorduk. İşte orası herkesin korkulu rüyasıydı. Herkes orada düşmekten korkar, ben de dahil. Biz yirmi dakika boyunca sürdük ve maviliğe vardık. O anda rüzgar bir anda sanki beni düşürmek istermişcesine esmeye başladı. Gelişmiş sörfçülerin beline takılan bir şey vardır adı da trapezdir. Trapez ne işe yarar diyecek olursak beş metre bir yelkeni sadece iki elimizle taşımak çok zor onun için belimize trapez takıp bütün vücudumuzla taşımış oluyoruz. Trapez olduğu için düştüğünde kalkman aşırı zor ya birinin yardım etmesi lazım ya da çok güçlü olman lazım. Ben tam o rüzgar eserken mavilikte düştüm. Boğulmaya başladım, rüzgar o kadar güçlüydü ki ne kadar denesem de kalkamadım. Arkadaşlarım ve öğretmenler bağırmaya başladı. Ben o panik ile ne yapacağımı bilemedim tam gözlerimi kapatırken bir öğretmen gelip beni kurtardı. O günden beri sörf yapmayı bıraktım ve bir daha da yapacağımı sanmıyorum.
Sörfteki Boğulma
(Visited 31 times, 1 visits today)