Sonsuzluk Bahçesi

Bir Temmuz günü öğleden sonraydı, Güneş, Dünyaya veda ederken gökyüzü turuncudan kırmızıya, kırmızıdan ise koyu maviye karışıyordu. O sırada, Tekneler limana dönerken, birisi denizde yüzüyordu. Yaklaşık yarım saat önce tekneyle açılmıştı ve artık geri dönmeye karar vermişti.

Mavi gözlü bir gençti. Kumral saçları dalgalı denizde sırılsıklam oldu. Tüm gün boyunca düşünmüştü ve şimdi son kararını vermeye hazırdı. Dünya, ailesi ve arkadaşlarına vedasını yapmıştı ve şimdi yapması gereken tek şey vazgeçmekti. Ama vazgeçmek kolay olmayacaktı.

Yavaşça, suda hareketsiz kalmaya başladı. Düşüncelere daldı ve son kararını verdi. “Bir şansım daha olsaydı, farklı bir şeyler yapardım,” diye düşündü. Ama şimdi artık geri dönüş yoktu. Gözlerini kapattı ve suyun altında kayboldu.

Bir an için hiçbir şey hissetmedi. Ama sonra, boğuluyormuş gibi nefes alamadığını fark etti. Paniklemeye başladı ve yüzeye çıkmak istedi ama başaramadı. Suya gömülmeye devam etti ve sonunda her şey karanlıkla kaplandı.

Uyandığında, kendini bir çimenlik alanda buldu. Elini sızlayan başına götürdü ve yarayı fark etti, çevresinde çiçeklerle dolu bir bahçe vardı. Kanayan yeri tuttu ve geçmişi hatırlamaya çalıştı. Neden suya girdiğini hatırladı, ama nasıl hayatta kaldığını anlayamadı. Aniden, yanında beliren bir kadın ona doğru yürüdü.

”Neredeyim ben ve sen de kimsin?” dedi genç.

“Merhaba,” dedi kadın gülümseyerek. “Ben Melinda ve seni kurtardım, burası da benim sonsuzluk bahçem.”

“Nasıl yaptın?” diye sordu genç.

Melinda gülümsedi. “O bir sır,” dedi. “Ama senin hayatına devam etmen için buradasın. Burada sana ikinci bir şans verildi.”

Genç adam şaşırdı. İkinci bir şans? Ama ne yapabilirdi ki? Geri dönmek istemediği için suya girmişti.

Melinda fark ettiği düşünceleri anlamış gibi konuştu. “Birçok insan, kendilerine yeni bir şans verildiğinde neler yapabileceklerini bilmezler. Ama senin durumunda, aslında daha önce yapmayı planladığın bir şeyi yapmak için buradasın.”

Genç adamın yüzünde bir anlık bir ifade belirdi. Peki neydi bu şey? O cevap vermeden önce, “Karar vermek için zamanın var,” dedi Melinda.

Genç adamın kafasında milyarlarca soru belirdi, bu kadın neyin nesiydi? Nasıl kaderi değiştirebilecek ve ikinci bir şans verebilecek bir güce sahipti? Acaba tüm bunlar ölmeden önce beyninin ona armağan ettiği, son nefes hatıraları mıydı? Düşünmeye devam etti fakat tüm bu sorular yüzünden kesin bir cevap bulmanın imkanı yoktu.

Melinda, genç adamın tüm bu düşüncelerin yükü altında ezildiğini gördüğü zaman ona acıyarak baktı ve ”Görünüşe göre bir cevap bulmakta zorlanıyorsun, kendi düşüncelerinin oluşturduğu bir labirentte tıkalı kalmışsın. O zaman sana yardım etmeme izin ver, Her zaman yapmak isteyip te ertelediğin bir şey, nedir?”

O anda genç adamın kafasına çarptı, “Bir kitap yazmak istiyorum, daha önce hep ertelemiştim.”

Melinda bu cevap ile tatmin olmamış, aksine adama acımaya başlamıştı. ”Son kararın mı?” diye sordu.

Genç adam kitap yazmakta ısrarlıydı.

Melinda’nın beklentisi bu olmasa bile onu üzmemek için “O zaman yapman gereken şey belli,” dedi. “Sonsuzluk bahçemde istediğin kadar kitap yazabilirsin.”

Genç adam ”İhtiyacım olan şeyler bir kalem, defterler ve oturabileceğim bir yer.” dedi ve Melinda tüm bu şartları karşıladığı zaman, Onun için özel olarak ayrılan çardakta yer aldı ve yazmaya başladı.

Kelimeler akıp gidiyor, sayfalar doluyordu. Artık yapmak istediği şeyi yapıyordu ve her anının tadını çıkarıyordu.

Sonsuzluk bahçesinde geçirdiği süre boyunca, genç adam yazmaya devam etti. Melinda’nın ona verdiği ikinci şansı sonuna kadar kullanarak kendini keşfetmeye, hayallerini gerçekleştirmeye başladı Melinda’nın verdiği bu ikinci şans, onun hayatını sonsuza kadar değiştirdi.

(Visited 14 times, 1 visits today)