Imagine Dragons’un “Bones” şarkısının;
“I-I-I got this feeling, yeah, you know
Where I’m losing all control
‘Cause there’s magic in my bones
I-I-I got this feeling in my soul
Go ahead and throw your stones
‘Cause there’s magic in my bones” sözleri içimi kıpır kıpır ediyor. Bu şarkıyı duyduğumda hemen söylemeye başlıyorum ve beni yaptığım işe konsantre ediyor. Bu şarkıya eşlik etmek beni mutlu ediyor. Ömrümün sonuna kadar dinlesem de sıkılmam.
Sia’nın “Snowman” şarkısının;
“I want you to know that I’m never leaving
‘Cause I’m Mrs. Snow, ’til death we’ll be freezing
Yeah, you are my home, my home for all seasons
So come on, let’s go
Let’s go below zero and hide from the sun
I love you forever where we’ll have some fun
Yes, let’s hit the North Pole and live happily
Please, don’t cry no tears now, it’s Christmas, baby” sözleri beni çok rahatlatıyor. Örneğin, çok üzgün olduğumda bu şarkıyı söylemek beni mutlu ediyor. Sıkıldığım zamanlarda bu şarkıyı söylemek beni çok eğlendiriyor. Hem de bu şarkıyla dans etmek modumu değiştiriyor.
Lenka’nın “Everything at Once” şarkısının;
“As warm as the sun, as silly as fun
As cool as a tree, as scary as the sea
As hot as fire, cold as ice
Sweet as sugar and everything nice
As old as time, as straight as a line
As royal as a queen, as buzzed as a bee
As stealth as a tiger, smooth as a glider
Pure as a melody, pure as I wanna be” sözleri bana eski anılarımı hatırlatıyor. Örneğin, bu şarkıyı duyduğumda ana sınıfı anılarımı hatırlatıyorum. Bunları hatırlamak hoşuma gidiyor.